Haydi Bismillah! 2019 yılına taze bir başlangıç yaptık. İnşallah yeni yıl bir öncekini aratmaz, umutların gerçekleşmesine vesile olur. İyi dileklerle, güzel temennilerle yeni yılın bu ilk günlerine başlayalım. Tabi sadece dilek ve temennilerle de kalmayalım. Bu milletin özgür bireyleri olarak çalışalım, çabalayalım, iyiye, güzele ulaşabilmek için anayasal haklarımızı kullanmaktan da kaçınmayalım. Hep birlikte doğru yolu bulalım.

Doğrusu 2018 yılının pek de neşeli, keyifli, sevinçli, kıvançlı, verimli, hem ekonomik, hem sosyal hem de siyasal yönden elverişli geçtiğini söyleyemeyiz. Var dense de, yok dense de ekonomik krizi en derinden hissederek geçirdik. Piyasalar durgunlaştı, enflasyonla mücadele programına rağmen alış veriş daraldı, esnaf siftah yapmadan dükkan kapattı, konkordatoların, iflasların ardı arkası kesilmedi. Yılsonuna doğru ateşi, bir nebze düşse de Dolar, Euro tarihin en yüksek değerlerini gördü. Siyaset gerildi, tahammülsüzlük arttı, hoşgörü kayboldu. Halkın refah seviyesi düştü, zamlar vatandaşın belini büktü, insanlarımız yarınlarından endişe duyar hale geldiler.

Taze bir başlangıç yapacağız derken bu karamsar, umutsuz tablo da neyin nesidir? Diyebilirsiniz. Doğrudur ama yanlışları, eksikleri, hataları görmeden iyiye, güzele, doğruya nasıl ulaşacağız? Topluma nasıl umut aşılayacağız? Halkın refah ve saadetini nasıl yükselteceğiz? Bunları görmeli, göstermeli, anlatmalıyız ki halk da kendi geleceğine sahip çıkacak doğru adımları atabilsin. Sadece halk mı? İdareciler de siyasiler de bunları görmeliler, ön yargılı olmadan doğru hamleleri yapmalıdırlar.

İyi dilekler güzel temennilerden sonra, yılın son gün, son saatlerinde ve yeni yılın ilk anlarından itibaren yaşananlara bir göz atalım.

Halkımızın büyük çoğunluğu, yeni yılı evlerinde mütevazı sofralarda karşıladı. Kimileri dua etti, hayırlar diledi, kimileri de TV karşısında hoşça vakit geçirdi. Kimi azınlık ise her yıl olduğu gibi yok saymayı tercih etti. Halbuki her yıl söylüyoruz, bugün ne Hz. İsa’nın doğum günü(24-25 Aralık) ne de Mekke’nin Fetih (11 Ocak)  günüdür. Bugün sadece ve sadece, Yüce Allah’ın eşsiz nizamıyla gerçekleştirdiği bir doğa olayının tamamlandığı bir gündür. Yani dünyanın güneş etrafında tam bir tur gerçekleştirmesinin sona erdiği ve yeni bir tura başladığı andır. Bunun kutlanması veya kutlanmamasıyla insanlar ne dinden çıkar ne de daha fazla sevap kazanır. Her neyse herkes kendinden sorumludur diyelim geçelim. Bu yıl orta sınıf eğlence yerleri çoğu masaları satamadı, üç gün tatile rağmen mütevazı otellerde de doluluk oranlarının yerlerde süründüğünü duyduk. Buna mukabil, Kıbrıs’ta, Belek’te starların üç gün, üç gece program yaptığı fahiş fiyatlı otellerde günler öncesinden yerler tükenmiş. Kıbrıs’taki kumarhanelere de milyonların bırakıldığı, ciroların tavan yaptığı söyleniyor. Demek ki; alın teri dökmeden, haybeden para kazananlar çoğalmış, orta direk ise erimiş. Meydan ve sokak eğlencelerine rağbetin artması da bunu gösteriyor zaten.

Meydanlardan söz edince, televizyonlardan öğrendiğimize göre Taksim meydanında toplanan bir gurup Suriyeli, Suriye bayrağı açıp naralar atmışlar. Eğer söylenenler doğruysa, yaşasın Suriye ve yaşasın Esat diye de slogan atmışlar. Vah ki ne vah! Benim evlatlarım, Afrin’de, Münbiç’de, sınır boylarında, dağlarda çile çeksin, şehit düşsün, benim ülkemde Suriye’li sarhoşlar naralar atsın bayrak açsın. Yazık ki ne yazık!

Bir başka Suriyeli IŞİD militanı da 30 Aralık günü, Yılbaşı gecesi REINA benzeri bir saldırı hazırlığı şüphesiyle Konya’da yakalandı. Ne yazık ki; ülkemizdeki 3,5 milyon Suriye’linin hepsi savaş mağduru garibanlar ya da eğitimliler değil. Işidçisi, Esatçısı, YPG, PYD’cisi, esrarcısı, eroincisi, katili, tecavüzcüsü hepsi var ama maalesef takip yok, kontrol yok. 

Geçen yılın son yazısında, şirketlerin bilançolarını düzeltme adına piyasaya döviz sürdüklerinden söz etmiş ve bunun da döviz kurlarında yapay bir düşüşe yol açtığını söylemiştim. 5.20’lere kadar düşen A.B.D doları yeni yılın ilk iş günü 5.30 dan açıldı, 5.40’lara kadar yükseldi. IMF tahminleri ise korkunç, 2019 sonunda 10,21 olacağını iddia ediyorlar. Ben o kadar kötümser değilim ama doğru bir tahminde bulunmak için henüz erken. Hükümetin 31 Marta kadar seçim ekonomisi yürüteceği belli oldu, ÖTV indirimine devam ediliyor. Bana göre 31 Marttan sonrası tufan gibi görünüyor.

Yeni yıl ile birlikte gelen bir ilk de ücretli poşet uygulaması. Yasaya göre market poşetleri 25 kuruştan az olmamak üzere bedeli tüketiciden tahsil edilecek. Manav ve ekmek reyonlarındaki hışır torba ile Kraft torbalar ise bedelsiz. Uygulama 1 Ocakta başladı, tartışmalar da beraberinde geldi. Bana göre yasada birçok boşluk ve eksikler var. IKEA, METRO gibi bazı yabancı şirketler yasadan önce de poşetlerden ücret alıyorlardı, ama bir farkla ki poşetler üzerinde market adı, reklamı bulunmuyordu. Batı terbiyesi de budur. Hem poşetin üstüne marketin adını yazıp bana bedava reklam yaptıracaksın hem de üstüne para alacaksın, bu kabul edilemez. Dünyanın hiçbir yerinde bedavaya reklam yaptırılmaz. Ya marketler reklamsız isimsiz poşet yaptıracaklar ya da tüketiciye reklam parası adı altında bir bedel ödeyecekler. Aksi takdirde bunun adı hukuk deyimiyle gabin olur. Eğer amaç doğayı korumaksa plastik poşeti tümden yasaklayın, Kraft torba kullanın. Tüketici derneklerini buradan göreve çağırıyorum.

Yeni yılla birlikte Manisa’da yerel seçim heyecanı da artıyor. AKP’nin aday çıkarmayarak Büyükşehirde Cengiz Ergün’ü destekleyeceğini ilan etmesi ve CHP’nin bazı ilçelerde temayül ile belirlediği adaylar dışında ortada belirlenmiş aday yok. Muhalefet kanadı Büyükşehirde İYİ Parti adayını destekleyeceği kesinleşti ama ilçeler üzerinde henüz netleşen bir durum yok. Büyükşehirde İYİ partinin üç başvurusu var. Biri birlikte siyaset yaptığımız kardeşim, diğeri dostumuz, kuşağımız üçüncüyü tanımıyorum ama CV’si mükemmel. İçlerinde siyasete en yatkın olan ve genlerinde taşıyan Cihan Canuyar ama kurtlar sofrasında kimin ne kadar şansı olur onu kestirmek için henüz erken. Daha bu pilav çok su kaldırır. Elbette soran olursa hem büyükşehir hem de ilçeler üzerinde kanaatlerimi söyleyeceğim, umarım bu kez hata yapmazlar.

Yeni yıl geldi hoş geldi! İyiliklerle geçmesi dileğiyle tekrar kutlarım. Hoşça kalın, sağlıkla kalın…