Geçtiğimiz haftaya Alaçatı dönüşü öyle bir başlangıç yaptım ki, hafta sanki bitmeyen bir haftaymışcasına bugün hala aynı haftayı yaşıyor gibiyim. Üniversite tercihleri, anne babanın doktor kontrolleri, griple karışık yataklara düşüren hastalık, ancak kendime gelebiliyorum.

Birtakım şikayetleri nedeniyle annem ve babamı bu yaz günü sıcağında Çandarlı'dan Manisa'ya getirip randevuları için Şehir Hastanesi'ne gittik. Aslında biraz aceleye de geldi. Yoksa yazlık dönüşü zaten daha kapsamlı bir şekilde muayene düşünüyorduk ama, anlık durum ne onu öğrenmekti amacımız. İkisinde de şükür ki tahlil sonuçları iyi çıktı. Gerçi babamın yarı olarak. Doktora gitmeye o kadar gönüllüydü ki, ikinci tahlil sonucunu beklemeye gerek görmeden "Tamam ben iyiymişim, doktor bir ilaç verdi onu kullanacağım" dedi, bir nevi doktordan kaçar gibi. Annemin ise ilk gün gittiğimiz doktor ikinci gün gittiğimizde yıllık izine çıkmış olunca, sonucu gösterdiğimiz bir başka doktor annemin de birşeyi olmadığını söyledi ama, bu durum annemi hiç mi hiç tatmin etmedi, çünkü ilk doktor olsaydı ona soracaklarımızı bu doktora soramadık. Kısacası, muallakta kalmış bir şekilde, yaz dönüşü daha ayrıntılı muayene olmak üzere hastane maceramızı böyle bitirdik.

Fakat gelin görün ki, iki günlük hastane macerasının bize geri dönüşü soğuk algınlığı, grip, nezle semptomlarıyla karışık yataklara düşüren hastalık durumu oldu. Siz deyin korona, ben diyeyim yaz günü sıcağında üşütme. Test yaptırmadık. O yüzden var ya da yok diyemiyorum. Ama net olarak diyeceğim şey annem ve babam iki günde iyileşti öksürük dışında birşey olmadı. Bende ve büyük oğlum Kaan'da bir gün ateş, halsizlik yaptı, o da iki günde iyileşti. Bendeki durum ise, bugün 5.gün ancak toparlıyorum.

Virüs kaptık ya da kapmadık tartışmasına girmiyorum. Zaten keyfim kaçtığından beri evden dışarı çıkmadım. İlk zamanlardaki gibi olsa test yaptır, ilaç al, karantinada kal oldu bitti derdim. Onlar da geçmişte kaldı. Benim burada ısrarla belirtmek istediğim, biz hepimiz hastanede üşüttük. Valla gülmeyin, gerçekten hastanede üşüttüğümüzü düşünüyorum. Manisa Şehir Hastanesi'nin klima sistemi nasıl güçlü çalışıyorsa artık, hastanede beklediğim sürece resmen dondum dondum. O kadar ki, hastanede işimiz bitip dışarı çıktığımda güneşin sıcaklığını iliklerime kadar hissettim, hatta bir ara güneşe sarılasım bile geldi.

Devlet dairelerine kışın girdiğimizde çok sıcak, yazın da çok serin olur, hani deriz 'Ooo nasılsa devlet ödüyor bizim paralarımızla. Isıt gitsin, soğut gitsin' diye. İlk defa ben de bunu gerçekten dile getirdim, 'Bunun ortalama bir ayarı yok mu, bu kadar serin yapmanın ne gereği var?" diye.' Hastaneye sağlam giren hasta çıkar' sözünü bizzat yaşamış olduk. Şikayetleri belli olan annem ve babam ile birlikte 4 kişi sağlam olarak girdiğimiz hastaneden yataklara düşecek kadar hasta olarak çıktık. Kendimce teşhisime göre, yaz günü klima hastalığı olduk.

Bir daha hastaneye giderken yanımda bir ceket götürmek şart oldu. Yine de halimize bin şükür, Allah beterinden korusun. Büyüklerimizin dediği gibi ne eksik, ne de muhtaç etsin.

Sevgiyle kalın, sağlıklı kalın.