Bir kasabada kalem fabrikasında fabrika sahibi çalışan işçileri toplar “Arkadaşlar bunca yıl beraber çalıştık artık başka kalem fabrikaları da açıldı rekabet gücümüzü kaybettik kaliteli üretim yapmamıza rağmen kalemleri satamıyoruz böyle giderse yakında fabrikayı kapatmak zorunda kalacağım. Şimdiden iş aramaya başlarsanız sonra mağdur olmazsınız” der.

Bu konuşmadan sonra ertesi günü işçiler öğle yemeğinden sonra toplantı yaparlar. Sözü dinlenen sevilen arkadaşlarından biri, “Arkadaşlar, yıllardır bu fabrikadan ekmek yiyoruz, bu fabrika ekmek kapımız, bu fabrikayı kapattırmayacağız. Bunun için ne yapmamız gerekiyor? Mesaiden sonra kalemleri elimize alıp şehre gidip ama köşe başında, ama mağazalara götürüp, ama sokaklarda satmaya çalışacağız.”

Bu öneriyi kabul eden fabrika çalışanları arkadaşları hemen çalışmaya başlarlar kısa zamanda üretim artar fabrikada çarklar dönmeye başlar ve fabrikayı kapanmaktan kurtarırlar.

Bu özveri, böyle düşünceler, mesaili çalışmalar, tarih oldu. Yukarıda anlattıklarım masal oldu. Anlatsanız kimse dinlemez. Gülüp geçerler. Mesaiden sonra çalışmayı bırakın mesaide dahi özverili çalışanlar yavaş yavaş ve sessizce kaybolmaya başladı.

İşe girerken görev tanımım nedir diye soruyor ve yazılı olarak istiyor. Onun haricinde yere burnu düşse almıyor. Tanımının haricindeki bir işin ucundan tutmuyor. Seyrediyor.

Kurum menfaatiymiş, yaşatmakmış, kurumun itibarıymış, bunlar umurlarında değil. İşsiz kalırım diye de bi endişeleri de yok.

Bu başka ülkelerde geçerli olabilir ama bizim geleneğimizde böyle bir çalışma şekli yok. Alınterinin, helal lokmanın biz de çok değeri ve köklü bir geleneği vardır. Hatta dinimizce bereketin ana unsurlarından biri olarak anlatılır. Kolay kazanç, hakedilmeyen kazanç, kolaycılık, üretken olmayan bir çalışma ile ancak günü kurtarmış olur. Yuvarlanan taş yosun tutmaz, tembele iş göster akıl versin, bu tür daha birçok deyimler çalışkan olmayanlar için söylenir.

Sessiz istifa tarzının hızla benimsenmesinde pandeminin payı olsa gerek. Evden çalışmak, hem işveren hem çalışan için karşılıklı menfaatlerin bazı kazanımların olduğu düşüncesiyle bir müddet daha devam edecek gibi gözüküyor.

Ben yine gelenekten gelen biri olarak, işleyen demir pas tutmaz diyerek. El emeği göz nuru alınteriyle helal kazanç helal lokma kazanacak şekilde çalışmayı; ağız tadının, keyfin, huzurun, mutluluğun, yaratıcılığın, yapılan işten zevk almanın, güven kazanmanın, aile bağının, yaşam kalitesinin arttırdığını savunuyorum.