Taş toprak artık problem değil. Altının onsunun hergün artarak tırmanmasının esbab-ı mucibesi Manisa.
‘Bu şehr-i Manisa ki altına teşne ola.’ Şehzadeler Şehri Manisa Osmanlı İmparatorluğunun idaresi için cihan padişahları yetiştirip İstanbul’a göndermiş. İstanbul için taşı toprağı altın derler ama aslında o taş toprak Manisa’da altın olup suyu çıkarılıp İstanbulun taşlarına sürülmüştür. Hikayenin aslı böyle mi? Plancılar iyi bilir.
Şu yapılamayan yapılıp da herkesin başına dert olan imar planı, ben ona yaşam planı diyordum. Yaşanacak bir kent olsun Manisa diyerek. Ama 80 parçaya bölünüp 180 parçası ayrı ayrı planlanınca plan prematüre (orası 10, burası 15, şunun şurası 25. Yok mu arttıran?) doğuyor. Doktorlar, erken farkına varırlarsa çocuğu alıyorlar. Daha doğrusu bu işi şehir planlamacıları yapıyor adı üzerinde şehir planlama. Manisa’nın Mani si gitmiş nahı kalmışken.
Bir yanda efsaneler döktürülen dumanlı dağı geçit vermiyor ama, yamaçlar ta-ki.
Alt yanda mümbiti gitmiş, gedizi bitmiş, hastalıklı Gediz Ovası o da hacel ovası çal çal oynanası.
Gediz Ovasını engin mi sandın?
Ayağında çizmesi, ağayı zengin mi sandın?
Ay doğdu, güneş mi sandın?
Toprağın gidiyor, imar mı sandın?
Bir türlü yapılamayan ama gecekonduları 100 yıldır yapılagelen Doğu yakası, konut fabrikası.
Batı yakası Vaka-i Laklakiye. Güzelyurt’un donatısını Karaali kurtardı. Manisa Birlik sözde kooperatif evleri 15 bin planlanırken 5 binde kaldı.
Harcadık mı taşı toprağı altın olan buraları bozuk para gibi. Harcadık.
Şimdi bir düdük çalıyor donatı, hop bir düdük daha masa altı, bir düdük daha rant kavgası, düdükler bitmiyor, maç bitmek üzere bir düdük daha penaltı, hooppaa gol, kavga, maç iptal, erteleme. Bir daha ki seçime, yeni gelen yönetime.
Biri yapıyor diy(ğ)eri yıkıyor. Yapan yaparken alkış alıyor yıkılırken gene alkış alıyor. Arada malı götürenler yerle yeksan olup kayboluyor. Bir bakıyorsun 99 kat duvar panosu Çin Seddi. Dumanlı Dağı kapatıyor. Yanmış Manisa'nın dağı gitmiş, arkada dumanı tütüyor.
Bitmedi.
Şehzadeler şehrinin Boğazı olmayınca vapurları da olmaz tabi. Ama İstanbul’un esamisi var ya. İstanbulun Boğaz vapurlarında çakı çakmakçılar var. Sayar sayar vereceklerini siz Eminönü’ne gelirsiniz onun saydıklarının bir türlü sonu gelmez. “Bitmediiii, yanında beş renkli bu kalemler de var. Bitmediiii, beş türlü silen silgi de var. Eeee Ali yazar Veli bozarsa bu imar planı yapılır mı? Yapılsa da biter mi? Bitmez tabii. Kahrolası donatı. Manisayı donattık gari de planın donu kaldı.
Donsuz gezmeyeceğiz de, şeker çovalından olsa da olmaz mı? Olmazz. Neden? Yarın ağın yırtılır ‘net 50 kg’ yazısı okunur. Okunmayan bi orası kalmıştı zaten. Hayır, herşey net olsa sıkıntı olmayacak. O düdük var ya zırt pırt çalan. O kaçtı bi tarafımıza ne kadar sıksak ta bir hava almaya gör, ötüveriyor.
Evler ateş pahası alınamayasıca.
Kiralar aldı başını gidiyor durdurulayamasıca,
Planlar çizilemeyesice çizilse de plancılar yaptırılamayasıca.
Ağımız yırtıldı net 50 kilo göründü, artık sorulup soruşturulacak birşey kalmadı.
Ali yazar Veli bozar
Bundan sonra bu plan kime yarar?
Adam traş olmuş, üç beş tel saçını berber tararken sağa mı yatırayım sola mı diye sormuş. Adam bırak dağınık kalsın, yakında tüy diktireceğim kardeşim. Demiş mi? Demiş.