Hıdırellez, Orta Asya ve Türk kültürüne baharın tam anlamıyla gelişini, yenilenmeyi, bereketi temsil eden bayramlardan biridir. Evet, Nevruz’la birlikte bahar müjdelendi fakat tam anlamıyla bahar gelmemişti. Hızır ile İlyas peygamberlerin isimlerinin birleşiminden oluşan onların aslında birbirine kavuştuğu gün olarak söylenir.

Çünkü eski insanlar için soğuk günlerin gitmesi, havanın ısınması, ortalığın yeşermesi ayrı bir önem taşır. Sonuçta onların barındıkları ortamla şu ani şartlar bir değil.

İslam kültüründe Hızır ölümsüzlük ve iyilik sembolüdür. Bir yardım dilediğimizde yetiş ya Hızır deriz ya. İlyas peygamber de Yahudi, Hristiyan ve İslam kültüründe yer alan bir peygamberdir. Bu nedenle önemli dini ve kültürel anlamı vardır.

Hıdırellez kutlamaları her yıl mayıs ayının 5’ini 6’sına bağlayan akşam olur.

Doğanın yeniden canlanması insanların bununla birlikte yeni umutlar beklemesi, bunun için dualar etmesi, bugüne atfedilmiştir. Baharla birlikte yenilenme ve umut dileklerini içerir.

Günümüzde hala devam eden çeşitli ritüeller vardır. Dilek dilenmiş kağıdı ağaca asma, gül dibine gömme, suya atma, ateşten atlama gibi ritüeller hala devam edenlerden bazılarıdır.

Hıdırellez’in kökeni çok eskiye dayanmaktadır. Bazıları Orta Asya, Ortadoğu ile Anadolu kültürüne ait olduğu, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültürüne ait olduğu yönündedir.

Hıdırellez halk arasında ölümsüzlük sırrına erdiklerine ve biri karada diğeri denizde darda kalanlara yardım ettiklerine inanılan Hızır ve İlyas peygamberin yılda bir defa bir araya geldikleri gündür. İsimleri beraber anılmasına rağmen İlyas şahsiyeti tamamen silinirken, Hızır motifi daha ön plandadır. Bunun sebebi ise kültleri insan üstü varlıklardan daha ziyade Hızır motifine daha uygun düşmesinden kaynaklanmaktadır.

Bolluk, bereket ve umutların yeşerdiği yeni güzel baharlara…