Kolay değil… Klavyede 20 ismi yan yana sıralamak… ’20 şehit var’ diye yazıp geçmek ise tarifsiz bir kaybın yanında sanki soğuk bir rakamdan ibaretmiş gibi duruyor.

Oysa her biri ardında eksik bir yuva, yarım kalmış bir hayat, sarsılmış bir aile bıraktı.

20 anne… Gözyaşları hiç dinmeyecek, yüreği sızlayan kalpler sabahı zor karşılayacak.

20 baba… Gururları sessizliğe gömülmüş, omuzlarındaki yük tarifsiz.

20 kardeş… Oyun arkadaşlarını, sırdaşlarını bir anda kaybetmiş çocuklar…

20 aile… Hayaller paramparça, sofralar eksik, umutlar kırık…

Ve bu yirmi acı, milyonlarca yürekte yankılanıyor. Her bir şehidimiz, bu toprakları vatan yapan gerçek kahramanlarımız.

“Vatan sağ olsun!” Elbette, vatan sağ olsun da… Bu cennet vatanı ayakta tutan, sıvasız evlerin cesur ve kahraman çocukları değil mi?

**

Bu süreçte bir şey dikkatimi çekti.

20 can gitti ve yaşanan bu acıya rağmen ‘milli yas’ ilan edilmedi. Oysa 20 evladın kaybı, tüm ülkeyi bir sessizliğe, bir hüzne bürümeliydi.

Başımız sağ olsun. Türk milletinin başı sağ olsun. Ama sadece sözcüklerle değil, yürekle, vicdanla, hatırlayarak ve yaşatarak…

Vatan, kaybettiğimiz her canı hatırlayan bizlerle ayakta durur. Onları unutmayacağız. Her birinin adı, her birinin hatırası, bu topraklarda yaşayan her yürekte daima yaşayacak.

Ve bizler, onların mirasına sahip çıkarak, onları onurlandırarak vatanı ayakta tutmaya devam edeceğiz!