Bugün 29 Ekim. Takvimde sadece bir tarih değil, bir milletin kaderinin değiştiği, küllerinden yeniden doğduğu gün.

Cumhuriyet’in 102. yılı…

Yani özgürlüğün, eşitliğin, adaletin ve halkın kendi geleceğini belirleme hakkının 102. yılı.

1923’te, savaşlarla yorgun düşmüş bir ülkenin insanları yeniden inandı.

Silah seslerinin yerini umut aldı, yıkıntıların arasından bir ülke doğdu.

Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; bir dirilişin, bir özgürlük manifestosunun adıdır.

O gün ilan edilen şey bir sistem değişikliği değil, bir zihniyet devrimiydi.

Artık “kulluk” değil “vatandaşlık” vardı.

Artık “kader” değil “irade” konuşuyordu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet, aslında bir milletin kendine inancının sembolüdür.

O inanç ki, yoksulluk içinde bile eğitim kurumları açtırdı.

O inanç ki, yoklukta bile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdı.

O inanç ki, “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek barışa yöneldi.

Cumhuriyet, yalnızca bir siyasi kazanım değil, bir kültür devrimidir.

Düşünmeyi, sorgulamayı, üretmeyi, birey olmayı öğretti bize.

Aradan bir asır geçti.

Dünya değişti, teknolojiler değişti, sınırlar değişti.

Ama Cumhuriyet’in temellerini oluşturan değerler hâlâ aynı gücüyle duruyor:

Özgürlük, laiklik, adalet, eşitlik, liyakat ve insan onuru…

Bugün bu değerlerin her birine daha sıkı sarılmamız gerekiyor.

Çünkü Cumhuriyet, sadece geçmişin emaneti değil, geleceğin de pusulasıdır.

Onu korumak; nutuk okumakla değil, değerlerine sahip çıkarak mümkündür.

Eleştirebilen, üretebilen, düşünebilen bireyler oldukça Cumhuriyet yaşar.

29 Ekim’i kutlamak, sadece geçmişe saygı değil, geleceğe söz vermektir.

Bu topraklarda özgürce konuşabiliyorsak, düşünebiliyorsak, eğitim alabiliyorsak; bu, Cumhuriyet sayesindedir.

O yüzden bugün, bir bayramdan çok daha fazlasıdır.

Bir teşekkür günüdür.

Bir vefa günüdür.

Bir “iyi ki” günüdür.

Cumhuriyet, sadece 1923’te kurulan bir rejim değil, her nesilde yeniden inşa edilen bir bilinçtir.

Onu yaşatmak, sadece yönetenlerin değil, hepimizin sorumluluğudur.

Bugün bir kez daha gururla söyleyelim:

Yaşasın Cumhuriyet!

Yaşasın özgür düşünce, eşit yurttaşlık ve insan onuru!

Bu ülke, bir asır önce olduğu gibi, bugün de yeniden doğmayı bilir.

Çünkü bu toprakların kalbinde hâlâ o inanç, o kararlılık, o umut var.

Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun.