Manisa’da trafiğe çıkan herkesin ortak bir sıkıntısı var; Düzensizlik, saygısızlık, kural tanımazlık almış başını gidiyor.
Trafik yoğunluğu, park yeri sorunundan muzdaripken, trafikte her geçen gün daha fazla dikkat çeken ve sorun haline gelen bir başka mesele var, motosikletlerin kural tanımaz kullanımı.
Son yıllarda motosiklet sayısı epey bir artmış. TÜİK verilerine göre, Manisa'da 319 bin 634 motosiklet bulunuyor. Bu rakam, 268 bin 668 olan otomobil sayısını geride bırakmış durumda. Yani Manisa’da yollarda otomobilden çok motosiklet var. Bu durum, aslında şehir içi ulaşımda esneklik sağlayabilir, yoğunluğu azaltabilir. Ancak pratikte ortaya çıkan tablo bambaşka. Çünkü motosiklet sürücülerinin bir kısmı, kuralları yok sayan bir özgüvenle, yollar benim dercesine saygısızlıkla hareket ediyor.
Ani şerit değiştirmeler, araçların arasından hızla geçmeler, kaldırıma çıkmalar, ters yönden gitmeler, kırmızı ışıkta en öne geçmeler. Bu manzaralar artık Manisa sokaklarının olağan görüntüleri haline geldi. Ne yazık ki bu dikkatsiz davranışlar, sadece motor sürücülerinin kendi hayatını değil, yayalar da dahil trafikteki herkesin güvenliğini tehlikeye atıyor.
Sadece kask takarak tüm kurallara uyuyormuş gibi davranan bir özgüven eklenince, sorun daha da büyüyor. Oysa kask, güvenliğin sadece bir parçası. Trafik kurallarına uymadıkça, hız sınırlarını dikkate almadıkça, sinyal kullanmadıkça ya da yayalara saygı göstermedikçe kask tek başına hayat kurtaramaz.
Elbette bütün motorcuları aynı kefeye koymak adil olmaz. Dikkatli, kurallara uyan, trafikte özenli davranan çok sayıda sürücü var. Ancak, bir kısmının kural tanımazlığı, herkesin canını sıkmaya ve güvenliği riske atmaya yetiyor. Araç sürücüleri yola mı bakayım, sağdan soldan aniden çıkan motor sürücülerini mi kontrol edeyim derken, bu işin sonu ya kavga olur ya da bir trafik kazası. Ki, olmuyor da değil.
Diğer taraftan, son günlerde daha da artan yoğunlukla Emniyet, düzenli kontrollerini yapıyor. Bu kontroller esnetilmeden devam etmeli, özellikle hız ve şerit ihlalleri sıkı bir şekilde denetlenmeli. Belediye trafik görevlileri de, sevgi yollarını kullanan, kaldırımları işgal eden motor sürücülerine ceza uyguluyor. Tam anlamıyla nasıl bir düzen sağlanır bilmiyorum ama, trafikteki bu kargaşa devam ederse birçok can yanabilir.
Peynir ekmek gibi satılan ve satın alınan motorların sürücüleri öncelikle bilinçli olacak ki, bu tehlikeli durumun önüne geçilecek. Cezaya avazı çıktığı kadar itiraz eden ama, iş kurallara uymaya geldi mi hiçe sayan bir kesim var çünkü. Araç sürücüleri ile motor sürücülerinin birbirini gözetmeyi öğrenmesi, bunların her ikisinin de yayalara saygı göstermesi daha uyumlu bir trafik düzeni için şarttır. Ama ufukta öyle bir ihtimal pek görülmüyor gibi.
Çözümü çok basit gibi görünse de, kurallara uyma kültürümüz olmadığından, daha çok sorunlar yaşarız. Trafiği en rahatlatacak olan motosiklet kullanımı, bu kadar araç sayısının yoğun olduğu trafiği daha da bir çekilmez ve tehlikeli hale getiriyor. Kendi zevklerini tatmin etmek için, olanca gücüyle gaz verip motorlarını bağırtanları ve etrafa rahatsızlık verenleri hiç söylemiyorum bile.
Düşüncede, zamandan ve paradan tasarruf etmek için çare olarak gördükleri motorlarıyla trafiğe çıkan sürücüler, yeri geliyor acele değil ecele gidiyorlar. Bir anlık dikkatsizliğin sadece sürücünün değil, aynı anda onlarca insanın hayatını etkileyebileceğinin farkındalığına sahip olmak yeterli ama, her şeyde olduğu gibi zorlaştırmak gibi bir huyumuz var maalesef.
Şehir hayatı, işte böyle durumlarla ya daralır ya genişler. Olumsuzluklarla daralan günlük hayatın akışı sinir bozucu bir hal alır. Sakinlik olması için, herkesin aklında şu cümle yer etmeli; "Benim kolaylığım, başkasının zorluğu olmasın" Hepimiz aynı yollarda yürüyoruz. Biraz empati, biraz dikkat, biraz saygı. Lütfen...