Türkiye’nin en verimli tarım alanlarından biri olan Manisa Ovası, nisan ayının ortasında etkili olan ani hava sıcaklığı düşüşüyle birlikte zirai dona teslim oldu.

Özellikle gece saatlerinde yaşanan don olayı, bağcılıktan meyve üretimine kadar birçok üründe ciddi zararlara yol açtı.

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte çiçek açan meyve ağaçları, tomurcuklanan asmalar ve filizlenen ürünler, gece eksi derecelere düşen sıcaklık nedeniyle zarar gördü. Don olayı, üzüm bağları başta olmak üzere kayısı, erik, ceviz ve badem gibi ürünleri etkiledi.

Birçok üretici, tarım sigortası kapsamında olmayan alanlar için endişe duyarken, zarar tespit çalışmalarının bir an önce başlamasını talep ediyor. Bazı çiftçiler ise emeklerinin bir gecede yok olduğunu belirterek “Gece sabaha kadar ürünlerimizi kurtarmaya çalıştık ama maalesef elimizden çok bir şey gelmedi” şeklinde konuştu.

Uzmanlar, bu tür ani hava değişimlerinin küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olduğunu belirtiyor. Bahar mevsiminde yaşanan sıcak-soğuk dengesizlikleri, tarımsal üretim için büyük bir tehdit oluşturuyor. Artan belirsizlik, hem rekolte kaybına hem de ekonomik zararlara neden oluyor.

Tarım il müdürlükleri ve ziraat odaları, bölgede incelemelere başlamış durumda. İlk belirlemelere göre bazı alanlarda zarar oranı yüzde 70’lere kadar çıkabiliyor. Üreticiler, devletin destek programlarını hızla devreye almasını ve afet kapsamına alınan bölgelerde çiftçiye maddi destek sağlanmasını bekliyor.

Manisa Ovası, sadece yerel değil, ulusal gıda arzı açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle dünyaca ünlü çekirdeksiz üzüm üretiminde stratejik bir bölge olan ovada yaşanan bu don felaketi, ürün fiyatlarını ve ihracat dengesini de etkileyebilir.

Uzmanlara göre çözüm, iklim dostu tarım politikalarının benimsenmesinde yatıyor. Don tehlikesine karşı uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, çiftçilerin daha erken bilgilendirilmesi ve riskli dönemlerde koruyucu önlemlerin artırılması, bu tür zararların önüne geçilmesinde büyük rol oynayabilir.

Sonuç olarak, Manisa Ovası’nda yaşanan zirai don, yalnızca bir gece süren bir hava olayı değil; emeğin, üretimin ve gıda güvenliğinin ne kadar hassas bir dengede olduğunu gösteren çarpıcı bir örnektir. Tarımın sürdürülebilirliği için hem çiftçinin desteklenmesi hem de iklim değişikliğine karşı daha hazırlıklı olunması artık bir tercih değil, zorunluluktur.