Son zamanlarda derinleşen ekonomik krizle beraber artan kiralar, aklımızın alamayacağı paralarla satılan daireler, herkes hayat pahalılığıyla uğraşırken bir de barınma kriziyle verdiği savaş, ne yazık ki ne etik ne yasa bıraktı. Fahiş kira artışları, milyonlarca kişinin ortak sorunu. Şikayet etmeyen kiracı yok gibi…
Ev sahibi ve kiracı arasındaki bitmeyen kavgaları her gün haberlerde okuyoruz. Sahte tebligat ile kiracısını evinden eden mi dersin, kiracısını bıçaklayan mı… Ev sahibi- kiracı arasındaki bu gerginlik daha da tırmanışa geçecek. Gözleri dönmüş gibi her şeye başvuruyorlar. İşte yukarıdaki örnekler gibi akılalmaz oyunlar, kiracısını öldürenler…. Tabii ki bazen bu durumun tersi oluyor. Ancak gördüğümüz şeyler hep bunlar.
Ev sahipleri ne yapsın diyecek olabilirsiniz... Eriyen para karşısında malının değerini korusun, kimse ona bir şey demiyor zaten. Yaralamak, öldürmek, oyunlara başvurmak nedir? Bunun bir kuralı kaidesi yok mudur? Baskı uygulayana, gerginlik çıkarana yaptığı hakkı mıdır diyeceğiz? Fırsatçılık yapanlara, cebimizdeki o üç kuruşa bile göz dikenlere karşı susacak mıyız? Ev sahibi sadece bu insanlar… Mafyacılık oynamaya gerek yok.
Sözde 1 Temmuz 2024’e kadar yüzde 25 zam sınır uygulanacak. Ama açgözlü bir toplum olduğumuz için bunu umursayan yok. Eriyen parayı karşılamıyor ama insanların da durumu ortada. Yüzde 300 zam yapmanın ne gereği var? Kiracılar zaten bu durumu görüyor, makul bir kira artışına gitmek için çaba sarf ediyor. Kiracı da biliyor yeni bir eve çıkmaya kalksa, depozitosu, emlakçı parası, nakliye masrafı derken yine cebine zarar.
Sistem raydan çıktı bir kere ev sahibi- kiracı gerginliklerini görmeye devam edeceğiz. Bu savaşa bir çözüm bulunmalı. Bulunmazsa da diyebileceğim tek bir şey var, “Allah sonumuzu hayretsin…”