Geçtiğimiz günlerde Türkçe’nin resmi dil oluşunun 745’inci yılını kutladık. Karamanoğlu Mehmet Bey 1277’de “Şimdiden girü hiç kimesine, kapuda, divanda, mecliste ve seyran Türk dilinden gayrı söz söylemeye… (Bugünden sonra hiç kimse dergahta, divanda, mecliste, sarayda Türkçe’den başka dil konuşmayacaktır) şeklinde ferman yayınlayarak resmen Türkçeyi resmi dil ilan etmiştir.

Türkçemizin gücü ve zenginliği tartışılmaz. Sahip olduğumuz söz varlığı, deyimlerimiz, atasözlerimiz bunun açık bir örneği. Bize aktarılan bu mirası gelecek kuşaklara taşımak bizim görevimiz. Bozmadan ve değiştirmeden.

Ne kadar önemli bir karar almış Karamanoğlu Mehmet Bey o dönemde. Bilim ve sanat dili bir değil, ayrıca halkın kullandığı dil de farklıydı. Bu karmaşayı önlemek adına alınmış bir karardı bu.

Türkçe, Altay dil ailesinin bir koludur. Sıradan bir dil değil hatta mensup olduğu aynı aileye mensup dillerden bile farklıdır.

 Türkçe diğer Altay dilleri gibi sondan eklemeli bir dildir. Erillik, dişilik özelliği yoktur. Türkçede sayı sıfatlarından sonra gelen ekler çoğul eki almaz. Önlük artlık ve yuvarlak uyumları vardır.

F,J ve H ünsüzleri Türkçe kökenli sözcüklerde bulunmaz.  Türkçe sözcüklerde söz başında bulunabilen ünsüz sayısı sınırlıdır (b,ç,d,g,k,s,t,v,y).

Mustafa Kemal Atatürk bir sözünde ‘Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir’ der. Türkçenin, Türk toplumu gibi düşünebilmek, onunla gönül bağı kurabilmektir.

Geniş bir coğrafyada konuşulur. Diller, konuşulduğu toplumların yaşam biçimleri, maddi ve manevi değerleri, inançları, hayata bakış açıları gibi birçok özelliği barındırır ve yansıtır.

Çünkü dil canlı ve somut bir varlıktır. Milleti oluşturan en önemli özelliklerden bir tanesidir. Her milletin dili kendine özgüdür. Bir toplumun ortak düşünce ve duyguları için en önemli bağdır dil.

Yaşanılan dönemin özelliklerini yansıtan, gelecek kuşaklara ulaşmasını sağlayan geçmişle gelecek arasında kurulan özel bir bağdır.

Birlik ve beraberliği sağlayan en önemli unsurlardan bir tanesidir. Temiz Türkçeyle, Türk dilinin gelecek kuşaklara aktarılması dileğiyle…