5 gün önce saat 18.15 sularında Bartın’ın Amasra ilçesinde Manisalıların çok yakından tanıdığı bir facia meydana geldi.

Büyük bir patlama sesi ve ardından yükselen toz bulutu...

Bağırış-çağırışlar, siren sesleri, kamera ışıkları, makine sesleri...

Bölgede bulunan işçiler önce bir patlama sesi duyduklarını ve bunun akabinde bir toz bulutu gördüklerini söylediler.

Madene giren kurtarma ekibinin içinde yer alan bir madenci, patlamanın şiddetini şöyle tasvir etmiş: Rayların üzerindeki vagonlar bile duvarlara çarpmış...

İlk acı haber eksi 350 kotundan gelmiş.

Kimse madene giren ekiplerin gördüğü manzarayı hayal bile etmek istemez. 

Sorun neydi?

İhmal var mıydı?

Kader miydi?

Kaza mıydı?

41 hayat artık yok...

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, patlamanın nedeni olarak grizuyu gösterdi. Dönmez, ilk açıklamasında şu bilgileri vermişti: "Arkadaşlarımızın yaptığı ilk değerlendirmelere göre grizu patlaması olduğu şeklinde. Fayton dediğimiz mini raylı sistem galerilerin bir kısmına ulaşıyor. Bütün arama kurtarma ekipleri görev başında herhangi eksikliğimiz yok. Sürekli koordinasyon içindeyiz. İlk değerlendirmeler grizu patlaması olduğu yönünde."

301 maden işçisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Soma Maden Faciası’nın grizu patlaması ve karbonmonoksit gazı zehirlenmesinden kaynaklandığı açıklanmıştı.

Grizu, resmi olarak hava ve metan gazının karışımı olarak tarif ediliyor. Karışım yüzdelerini bilmem ama bir çaresi yok muydu?

Kömür madenciliği gün geçtikçe arkada kalan bir sektör halini aldı.

‘İş kazası’ yüzdesi ise her sürekli olarak artmaya devam ediyor.

En büyük umudumuz bu sektörün yaşamını devam ettirecekse eğer daha güvenilir bir hal aldığını görmek. Ne yazık ki dünya genelinde tamamen güvenli bir maden ocağı yok ancak riskleri en aza düşürmek elimizde...