Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sonucu en çok merak edilen seçime 3 gün kaldı. 13. Cumhurbaşkanı kim olacak? Meclis'teki milletvekilliği dağılımları nasıl gerçekleşecek? Tüm bu soruların cevabını, ama en önemlisi, '21 yıldır iktidarın gücünü elinde bulunduran Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti devam mı edecek, yoksa değişecek mi?' işte onu, 14 Mayıs'ta gerçekleştirilecek olan seçim sonuçları belirleyecek.

Adaylar son kozlarını oynuyor, seçmenler de kararlarını netleştiriyor. Kararı daha ilk günden belli olanlar zaten net bir şekilde seçim gününü bekliyor. Daha önceki yazımda da belirtmiştim, ittifakların yapıldığı bu seçimde Cumhur İttifakı'nın oluşturduğu taraf iktidarda kalmak için mücadele verirken; diğer tarafta 6 partinin bir araya gelerek oluşturduğu Millet İttifakı ise, eski düzeni değiştirmek, yeni bir Türkiye hedefiyle seçimi kazanmak istiyor.

Hiçbir dönem bu kadar kıyasıya, bu kadar laf düellolarının olduğu, hakaret anlamında kelimelerin havada uçuştuğu, siyasileri bırakın bir insana yakışmayacak hal ve hareketlerin sergilendiği, gerginliğe sevk edecek olayların yaşandığı bir seçim süreci sanırım olmamıştır. Benim bildiğim kadarıyla olmadı, büyüklerimden de duymadım. Daha önceki seçim süreçlerinde tartışma da olsa eleştiri de olsa, bir seviyesi vardı, ne yazık ki günümüzdeki gibi bir hal almamıştı, almamış. Aslında hiç yakışmayan, çok çok üzüntü verici bir durum ama maalesef ki bu boyuta geldi. Temennim, adilane bir seçim olması, kalan şu 3 günde tatsız olayların yaşanmaması, seçimlerin ülkemize en hayırlı şekilde sonuçlanması, seçim sonuçlarının millet iradesi olduğu kabul edilerek olgunlukla karşılanması. Hiç kimse hiçbir şekilde, seçim nedeniyle zarar görmemeli, herkes sağduyulu olmalı.

Herkes bir şekilde tahminde bulunuyor, adaylar 'Kazanacak olan taraf biziz' diyor olsa da, son sözü sandık söyleyecek. Miting kalabalıkları bir ölçü değil. Taşımayla, parayla o meydanları doldurmak kolay. 500 lira karşılığında eline parti bayrağı verilenler meydanları doldurmuş olabilir. Bu insanlara çok şey diyesim var ama sadece şunu diyorum, "Ya, açlıktan ya da hiçlikten, aklıselim olmayan başıboş insanlar yapar bunu"

Dedim ya, 'Son sözü sandık söyleyecek'. O gün, 'Aman düzenim bozulmasın' diyerek mevcut iktidara oy verecekler var. 'Hadi bir de denenmemişi seçelim' diyerek muhalefeti seçecekler var. Oy vereceği partiye gönül vermiş bir kitle var. Nasıl bir sevgiyse adayını ilahlaştıran akılları değişik çalışanlar var, oy kullanacak. 'Yeter artık' diyerek tahammülü kalmayanlar da var ciddi tepkiyle oy verecek. Var oğlu var.

Manisa'da aday listelerinde seçmenin tercihi göz ardı edilerek, tepeden inme hiç bilinmeyen kontenjan adayları gerek birtakım sözler, gerek popülerlik, gerekse hesap görme zamanı gibi nedenlerden dolayı seçilecek yerlere yazıldı. Partili seçmenler, görmek istedikleri isimleri bertaraf ettikleri için tepkililer. Belki o oyu gönül rahatlığıyla da veremeyecekler ama, yine de partilerine verecekler oylarını.

Gecesini gündüzüne katarak seçim çalışmalarını yapanların yanında seçim bölgesine bir kez, bile uğramayanlar var.

Seçim sonuçlarıyla ilgili tahmin yapmak bile zor ama yine de az çok bir şeyler yazılıyor, çiziliyor.  Manisa'da Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu rüzgarının estiği bir gerçek. Milletvekilliği olarak da Cumhuriyet Halk Partisi bir tık önde olabilir. Manisa'da olan Semih Balaban'a oldu. Seçilmesi zor bir yere yazıldı, daha doğrusu seçilmemesi için o sıraya yazdırıldı.

Şu andaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a fanatiklik derecesinde bağlı olanlar yadsınamaz, ülke genelinde de böyle Manisa'da da aynı şekilde. Ama milletvekilliği olarak beklediği sonucu alamayabilir Adalet ve Kalkınma Partisi. Alırsa da, Bülent Arınç'ın etkisi olabilir. Bir de' Düzen değişirse benim işlerim düzgün, aman değişmesin bozulur' diyenlerin.

Milliyetçi Hareket Partisi'nde ve İyi Parti'de ilk sıra milletvekilliği garanti olarak görülüyor, zaten isimler onun rahatlığında. Ama ikinci sıra milletvekili adayları çok ciddi çalışıyor, çok para da harcıyor seçilme adına. Burada, MHP'nin oyları artarsa, ikinci sırada olan Ali Uçak seçilirse, bunda en büyük etken Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün'ün sahaya inmesi olacaktır.

İyi Parti adayı Hasan Eryılmaz seçim kararı alındığında, belki kendini milletvekili olarak görmeye başlamıştı haklı olarak ama, kontenjan adayının birinci sırayı almasıyla bir şok yaşadı tabii ki ama, yılmadan hem para hem de zamanını harcıyor seçilebilme adına.

Biraz uzun bir yazı oldu sanki. Sanırım anlatmak istediklerimi anlaşılır bir şekilde yazıya döktüm. 3 gün sonra sandığa gideceğiz. Z kuşağının belirleyici bir oy potansiyelinin olduğu bu sonucu en merak edilen seçim ülkemize, vatanımıza en hayırlı olacak şekilde sonuçlansın. Çocuklarımız için, gençlerimiz için, hepimiz için, ülkemizin geleceği adına. Sandığın söyleyeceği son sözde, senin de payın olacak, unutma.