Her ayın ilk haftasında başlar aynı döngü.
Maaş yatar, nefes alınır. Sonra kart ekstresi gelir. ‘Bu kadar harcamamıştım’ denir. Panikle ‘asgari tutar’ ödenir, kalan borç ertelenir. Bir sonraki ay, daha yüksek bir borç ve daha derin bir çaresizlikle kapı çalar.
Türkiye’de milyonlarca insan artık kredi kartına mahkum yaşıyor. Kartlar cebimizde taşıdığımız plastik paralar değil, adeta bir borç senedine dönüştü. Her temassız ödeme bir nevi geleceğimize atılmış bir imza. Tükenmeye, borçlanmaya, yıpranmaya…
Bu yazıyı okuyanlara ‘daha az harcayın, dikkatli olun’ demeyeceğim. Çünkü biliyorum ki kartla alınan çoğu şey lüks değil; temel ihtiyaç! İnsanlar artık hayatta kalabilmek için borçlanıyor.
**
Ekonomik sistem, insanları borçlanmaya mecbur bırakıyor. Düşük maaşlar, fahiş fiyatlar, kıt kanaat geçim… Ve sonra bu borçların yükü, bireyin sırtına bir kambur gibi yapışıyor.
Gençler hayata borçla başlıyor, emekliler en rahat olmaları gereken dönemini taksit ödeyerek geçiriyor.
“Bazen ayağınızı yorganınıza göre uzatın, tasarruf edin” diyerek insanlar sorumlu tutuluyor. Elbette harcamalarda dikkatli olmak önemli. Ancak temel ihtiyaçların son yıllarda büyük ölçüde arttığı bir ülkede borcu sadece bireysel hata olarak yorumlamak büyük vicdansızlık olur. Bu durum ekonomik sistemin yarattığı bir çıkmaza dönüşmüş durumda.
**
“Asgarisini ödedim, rahatladım” diye bir cümle olur mu? Oluyor işte. Çünkü başka çare yok. Öyle günlerden geçiyoruz ki, insanlar kredi kartının asgarisini ödeyip bir de “şükür” diyor. Düşünsene, borcunun sadece bir kısmını ödeyebildiğin için mutlusun. Normal mi bu?
Normal değil. Ama yalnız da değiliz. Hepimiz benzer hikâyeler yaşıyoruz. Aynı gün aynı markette sıra bekliyoruz, aynı zam haberlerine sinirleniyoruz. Bu yüzden “kimse anlamaz” demeyin. Hepimiz anlıyoruz. Çünkü hepimiz aynı çıkmazdayız. Sadece sayılar değişiyor, stres aynı.
**
Kredi kartları doğru kullanıldığında elbette bir kolaylık sağlar. Ancak şu anda milyonlar için bu kartlar ekonomik bağımsızlığın değil, borç esaretinin sembolü haline geldi.
Kredi kartı borçlarını kapatmak isteyen ama geliri yetmeyen vatandaşlar için yapılandırma, faizsiz erteleme gibi çözümler gündeme gelebilir. Ancak bunlar kısa vadeli çözümler.
Bu kısır döngüyü kırmak için radikal adımlar şart.
Aksi takdirde, kredi kartı borcu Türkiye’nin görünmeyen ama en tehlikeli krizlerinden biri olmaya devam edecek!