Son zamanlarda ne kadar kötü şeyler yaşıyoruz değil mi? Bütün her şey altüst oluyor, her şeyin dengesi bozuluyor. Ülkemizin her tarafından felaket haberleri geliyor. Depremler, patlamalar, hastalıklar…

Pandemi dönemi bitti derken ülkemiz depremler ile sarsıldı. 45 bin kişinin hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın evsiz kaldığını konuşuyoruz. Bu vahim olaylardan ders alınır da önlem alınırsa gelecek için güzel fırsatlar oluşur. Eğer yaşananlardan ders alınmazsa ağır bedeller ödemeye devam ederiz.

Deprem kuşağında olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Hepimiz en çok hangi iller riskli diye bakıyoruz, fay haritasını ezberledik. Ülkemiz sadece deprem de değil, ne yazık ki kuraklık tehlikesiyle de karşı karşıya. Bakıldığı zaman depreme karşı önlem almak kuraklığa göre daha kolay.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülke genelinde güncel kuraklık haritası yayınladı. Haritada birçok ilin olağanüstü kuraklıkla karşı karşıya olduğu görülüyor. Yani tam olarak ortada bir acil durum var.

Aralık, ocak, şubat derken mart geldi. Beklenen yağışlar gelmedi. Bu yüzden ilkbahar yağışları büyük önem arz ediyor. Eğer ilkbahar yağışları da gerçekleşmezse yazın çok büyük kuraklık riskiyle karşı karşıyayız. Ama hala birçok kişi durumun ciddiyetinin farkında bile değil. Hunharca su israf ediliyor. İnsanlarımız bilinçsiz. Depreme karşı önlemsiz olduğumuz gibi kuraklık konusunda da önlemsiziz.

Kuraklığın nedeni yine bizim yaptığımız yanlışlar. Sanayileşme, çevre krliliği, hava kirliliği ve küresel ısınma gibi pek çok faktörle doğru orantılı ne yazık ki.

Gezegenimiz artık bu yükü taşıyamıyor. Doğal kaynaklarımız sınırsız değil. Biz hunharca bitmeyecekmiş gibi suyu israf etmeye devam edersek kuraklık uzun soluklu bir problem olacağa benziyor. Tabii kuraklığın sonucunda salgın hastalıklar, açlık-kıtlık, yoksullukta artış ve maalesef savaşlar bile olabilir.

İyi düşünmek istiyorum. Beklenen yağışların bir an önce gelmesini umuyorum. Susuz bir hayat düşünemeyiz, düşünmek istemiyorsak da kuraklığa karşı önlem almaya geç kalmayalım!