Yaz ayları sıcak olur, lafımız yok ama bu yaz ekstra bir şeyler var sanki… Dışarıyı, güneş altını, klimasız vantilatörsüz ortamları geçtim, klimanın varlığının bile çare olmadığı dönemleri yaşadık.
Efendim bir de son birkaç gündür Eyyam-ı Bahur sıcaklarını yaşıyormuşuz… Öncesine bir El Nino vardı… Onu atlattık, bunu da atlatırız inşallah.
Bi’ bakayım dedim neymiş bu Eyyam-ı Bahur sıcakları… Şöyle bir bilgi çıktı karşıma, ayniyle aktarıyorum:
“Eyyam-ı Bahur, yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerine verilen Arapça kökenli Türkçe sözcüktür. Eyyam-ı Bahur Ağustos ayının ilk yedi günü anlamına gelir.
Kuzey yarımkürede, Temmuz ve Eylül aylarında yaşandığı kabul edilmektedir. Güney yarımkürede ise bu tarih Ocak ve Mart ayları arasına düşer. Kesin tarih, içinde bulunulan bölgeye, boylama ve iklim koşullarına göre büyük değişiklikler gösterebilir.”
Hakikaten de temmuzun sonu itibariyle başlayan süreçte dayanılmaz sıcaklar yaşıyoruz. Bu durum ağustos ayında da böyle devam etti.
Ancak konunun uzmanları, sıcaklıkların önümüzdeki hafta itibariyle hafifleyeceğini söylüyor… İnşallah diyelim biz de…
Her mevsim ayrı bir güzel, her mevsim gerekli ancak yaz mevsimi diğerlerine göre bir tık daha zor geçiyor…
Yine, yeniden aynı noktaya geleceğim… Ama sıktın artık diyebilirsiniz, fakat durum bu. Ben istemesem de konu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor maalesef.
Dengesi bozulan doğa, bu şekilde alıyor intikamını… Yaşı biraz büyük olanlar bilir. Şurada 20-25 yıl önce de yaz mevsimi yaşanır, ancak bu kadar boğucu sıcak olmazdı.
Birkaç yıldır yaşanan sıcaklar akıl alır gibi değil. Diğer doğa olaylarına bu kez girmeyeceğim. Ama sıcaklıkların bu derece artması normal sayılacak bir duruma benzemiyor.
Ha bir de geçen gün bir istatistik gördüm dikkatimi çekti, onu da aktarayım buraya… Daha rahat kıyas yapmanız için.
Manisa’da en yüksek sıcaklık nerede ölçülmüş biliyor musunuz? Akhisar’da bulunan askeri havaalanı var ya, işte tam orada.
İşin uzmanı değilim, sadece basit mantıkla gidiyorum, orada ağaç yok –ki havaalanı olduğu için olmaması normal- yerler beton. Bu da sıcaklığı artırıyor.
Yani demem o ki ağaçları koruyalım, ağaç varsa gölgesi var, serinliği var…
Ağaç yoksa çöl kertenkelesi gibi kavrulmaya mahkumuz…