Bazen hayat telaşesine kapılıyoruz. Bu koşuşturmacanın içinde bazen durup düşünmek için köşe bulup oraya çekilmek gerekiyor. Çünkü o köşede, sakinlikle düşüncelerimize yoğunlaşabilir, topluma ve hayata dair gözlemler yapabiliriz. Böylelikle etrafımızda neler olup bittiğini fark edebiliriz.

Etrafımızda neler olup bittiğine baktığımızda birbirine yabancılaşmış insanlar, kirlenen doğa ve yaşadığımız değişimden kaynaklı insan ilişkilerinde kopukluk görüyoruz. Tüm bu şeyler, bazen köşemize çekilip düşünmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. Köşeye çekilip düşüncelere dalmak için vakit ayırmak, bir aydınlanma yaşatır bizlere. Yani aslında köşemize çekilip düşüncelere daldığımızda kendi duygusal ve ruhsal sağlığımızı korumakla kalmaz, aynı zamanda büyük resmi de görüp aydınlanma yaşarız.

Yazdığımız bu köşe yazıları da tam olarak bunun için vardır. Bu büyük resmi görmeyi sağlamada önemli bir araçtır. Yazarlar, toplumu ilgilendiren konuları ele alırken, okuyucuya farklı bir bakış açısı sunar. Bu bakış açıları, insanları düşünmeye ve çözüm aramaya teşvik eder. Ancak köşe yazılarının bu gücü sadece yazılanlardan gelmez, okuyuculardan da gelir. Köşesine çekilip düşünmek için zaman ayıran okur; yazılanları sorgular, süzgecinden geçirir ve kendi fikirlerini geliştirir. Böylelikle bir etkileşim yaratılır. Bu etkileşim, toplumun daha ileriye gitmesine katkıda bulunur.

Belki de bir şeylerin iyiye gitmesi için hayat telaşesi içinde bir kenara çekilip düşünmemiz gerekiyordur. Sorunların çözümü için kendi düşüncelerimizi keşfetmenin yollarını aramalıyız. Çünkü düşüncelere dalmak; sadece kendi dünyamıza değil, aynı zamanda etrafımızdaki olan biten her şeye daha duyarlı hale getirir.