Bir ülkenin en büyük zenginliği, sahip olduğu doğal kaynaklar ya da döviz rezervleri değildir. Gerçek zenginlik; üretken, eğitimli, umut dolu gençleridir. Ama biz bu zenginliği her geçen gün yitiriyoruz.
Sokakta, okulda, kafede ya da bir iş görüşmesinde rastladığınız her gençte aynı cümle yankılanıyor: “Gitmek istiyorum.” Sorun şu ki, bu artık bireysel bir tercih değil, kolektif bir kaçışa dönüşmüş durumda.
Gidecek bir yer bulamayanlar da gitmiş gibi yaşıyor zaten. Umutsuzluk, insanların ruhuna işlemiş. Üniversiteyi bitirmiş, iki yabancı dil bilen bir genç, asgari ücretli bir işe bile torpille girmeye çalışıyorsa, orada sorun sadece ekonomik değildir. Bu, sistemik bir adaletsizliktir. Ve ne yazık ki bu adaletsizlik sadece iş hayatında değil; eğitimde, sağlıkta, sosyal yaşamda her yerde karşımıza çıkıyor.
Gençler artık hayal kurmuyor. Daha doğrusu, hayal kurmaktan korkuyorlar. Çünkü hayal kurmak; düş kırıklığı riskini göze almayı gerektirir.
Oysa onlar, zaten yeterince hayal kırıklığına uğramış durumda. Ailesine yük olmamak için hayalinden vazgeçen, geçim derdiyle üniversiteyi bırakmak zorunda kalan ya da kirasını ödeyemediği için memleketine dönmek zorunda kalan yüz binlerce genç var bu ülkede.
Hepsi, bir yandan “Acaba ben mi yetersizim?” diye sorguluyor kendini. Oysa sorun gençlerde değil, onlara bu umutsuzluğu miras bırakan düzendedir.
Bu yazıyı okuyan biri, “Ama her şey bu kadar karanlık değil” diyebilir. Haklısınız. Gençlerin hâlâ direnç gösterdiği, mücadele ettiği, üretmeye çalıştığı alanlar da var.
Sosyal medyada, sivil toplumda, sanatta, bilimde bir şeyler yapmaya çalışan bir gençlik mevcut. Ama bu dayanıklılık, sonsuz değil.
Eğer devlet, toplum ve sistem bu çabaya sırt çevirirse; en parlak gençler ya bavulunu toplayacak ya da içten içe solup gidecek.
Gençliğin umudu kırılırsa, bir ülkenin sadece bugünü değil, yarını da çöker.
Biz şu an farkında olmasak da, geleceğin Türkiye’si bugünün gençliğinde şekilleniyor.
Ve eğer onları duymamaya devam edersek, bir sabah uyanıp etrafımızda ne üretim, ne fikir, ne de gelecek bulamayacağız.