Hazır olun… Bu hayatta daha neler göreceğiz, neler!

İşsizin, çalışanın, zenginin, yoksulun bu kadar mutsuzlaştığı başka bir dönem var mıdır acaba? Her yeni gün, dünü bu kadar mı aratır?

Milyonlarca vatandaşın, adeta hipnotize olmuşçasına rakamlara odaklanıp balon misali yükseldiği, ve bu yükselişin ise tüm ülkeyi bir anda etkisi aldığı bir döneme nasıl geldik, şaşkınım. Ne felaketlere şahit olduk, ne zorluklar çektik…

Her zaman yaşantımız kötü olmadı, elbette güzellikler yaşandı. Sevinçler, üzüntüler… Ne demişler “Dağ başına kış, insan başına iş gelir” Yani hayat bu, her an her şey başımıza gelebilir ancak, ekonomik kriz, zamlar, kurda dalgalanma, depremler, seller ve daha sayabileceğim bir sürü felaket. Herkesin yaşamını etkiledi ve ömrümüzden ömür götürdü resmen. Salgın sürecinde bile böyle panik yaşamamıştık.

Her gün pazarda-markette fırlayan fiyatlar; kıtlık, susuzluk alarm veriyor. Diğer yandan, geleceğe dair belirsizlikler artıyor. Korku dolu gözler, “Hayatımız nereye gidiyor?” sorguları… Sabahları neyle karşılaşacağımızı bilmeden uyanmak, adeta kabus gibi bir durum.

Bu noktaya nasıl ve ne zaman geldik bilmiyorum… Tek bildiğim şey bu yaşadığımız şeylerin asla unutulmayacağı ve yaşadığımız şeylerin geri dönüşünün olmadığı…

Bende yazımı bir soruyla sonlandırmak istiyorum: Bu yaşananlar neydi, bileniniz var mı?