Uzun süredir tek gündemimiz olan seçimleri gerçekleştirdik. Türkiye, 14 Mayıs’ta sandık başına gitti. Bu sayede ‘siyasi’ler için insanların en kıymetli olduğu zamanları yaşadık.

Demokrasinin vazgeçilmezi seçimlerdir. Halk sandığa giderek iradesini ortaya koyar ve ülkeyi yönetecek olan siyasileri belirler.  Bu periyod 5 yılda bir gerçekleşse de iktidarı belirleme gücünün halkın elinde olması, vatandaşların bilinçlenmesini sağlar.

Sandık heyecanı dolayısıyla demokrasinin o kendine özgü atmosferi, mayıs ayında insanların enerjisini tazeledi. Milletin iradesinin belirleyici gücünün ağırlığı siyaset üzerinde bence daha fazla olmalıdır. Yani halk ağırlığını her an göstermelidir.

14 Mayıs seçimlerine katılım oranı yüksekti ve sakindi. Bunlar aslında demokrasimizin olgunluğunu gösteriyor… Seçmenlerin saygın bir şekilde süreci götürmeleri takdire şayan. Sorunsuz bir şekilde 14 Mayıs geride kaldı... Şimdi seçimin ikinci tura kaldığı görülüyor.

Bu iki haftalık süreçte neler olacak hep beraber göreceğiz. Ancak ben hem seçimi alacak iktidara hem de ona muhalefet edeceklere bir şeyler söylemek istiyorum:

Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bir kadınım, gencim... Bu ülkede yaşayan genç bir kadın olarak kimsenin yaşam şeklinden dolayı ötekileştirilmesini istemiyorum. Kadınların başının kapalı olmasından ötürü gericilikle damgalanmasına ne de etek giydiği için hafif kadın olarak anılmasına tahammülüm kalmadı. Kadınlar giydikleri kıyafetlerle değil; aklı, başarısı, karakteri ve ülkemize olan katkıları ile gündeme gelmesidir tek isteğim.

Din, ırk ta da mezhep konularında kategorize edilmemeyi istiyorum. Bu milletin vatandaşları olarak çizgimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin modern vizyonu ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü olmalıdır.

Eğer o pis eller ülkemize uzanırsa –terör örgütlerinden bahsediyorum- hükümetin güvenlik politikaları o terör örgütlerini püskürtecek güçte olmalıdır.

Bu ülkeye bir şeyler katmaya çalışan ve emek veren bir insan olarak ekonomide istikrarın ve güvenin yeniden inşa edilmesini istiyorum. Radikal kararların alınması halinde, bunu uzmanlar eşliğinde istişare edilmesi ve şeffaf yaklaşımların yapılmasıdır talebim…

Kısacası ben bir vatandaş olarak; birbirimizi ötekileştirmediğimiz, huzur ve refah içinde yaşadığımız, her anlamda bağımsız olan bir Türkiye’ye inanıyorum…