Nasıl, başlık dikkatinizi çekti mi, günler sonra ne yazmış diye. Günümüzde dikkat çekmenin en kolay yolu maalesef, insanda merak yaratacak eylemlerde bulunmak.

Bu durum dizilerle, magazin programlarıyla başlamıştı, 'Flaş flaş flaş, Az sonra, Çok yakında' anonslarıyla, insanlarda bi heyecan bi heyecan. Ama durum öyle bir hal aldı ki, entrikalar, kavgalar gürültüler, zenginin parasının züğürdün çenesini yorması gibi herşey çığrından çıktı.

İnsanlar artık merak etmekle kalmıyor, olayları sanki kendileri yaşıyormuş gibi. Kendi dertlerini bir kenara bırakıyor, sanki hiç dertleri yokmuşcasına başka hayatların peşinden gidiyor. Sağolsun, sosyal medya sayesinde de gizli saklı hiçbir şey kalmıyor artık.

'Ne ara böyle olduk?' demeyeceğim, isteye isteye, göz göre göre bu hale geldik. O kadar hayati önemli konu varken hepsini bir kenara bıraktık, dizilerdeki karakterlere üzüldük, gerçek hayatta akıl almaz hayatları yaşayanlara özendik, tiktok fenomeni diye ortaya çıkanların ekmeğine yağ sürdük. Belki de cebimizde beş kuruş para yokken,  bazılarının paralarını etrafa saçmasına 'Helal olsun be' dedik.

Para bu, aslında zor kazanılır kolay da harcanır. Ama, emek verilerek kazanılan helal para illa ki faydalı şeylere harcanır. Hiçbir zaman kimsenin ne kazandığı, ne harcadığı umrumda olmaz, aslında kimsenin de umrunda olmamalı. Kim ne kazanırsa kazansın, kim ne harcarsan harcasın. Ama bazen öyle durumlar oluyor ki, insanın gözüne soka soka, sonradan görmenin de getirdiği bir şımarıklıkla hava atayım diyenler işin dozunu kaçırıyor. Dünyalar benim edasıyla dolaşırken bir anda dımdızlak ortada kalıyor, gözüne ışık tutulmuş tavşan misali. Son günlerde bunun en çarpıcı örneği yaşanıyor, herşeyin fazlası zarar olduğu gibi enerjinin de fazlası zararmış dedirtiyor. Güzellik sektöründe zaten zirvedesin, akla hayale gelmeyecek paralar kazanıyorsun, güle güle harcamak varken, sen kalk yediğini içtiğini aldığını verdiğini sabahtan akşama dalga geçer gibi paylaş. Aslında amacı birilerine hava atmaktı ama, işin diğer yönünü hesaplayamadı. 'Nereden ne kadar kazandın, kazandığının ne kadarını vergi olarak ödedin?' sorusunu hiç hesaba katmadı. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar ama üçüncüsünde yakalanır misali birilerinin dikkatini çekti ve şu andaki durum ortaya çıktı. Söylenenler doğru ya da gerçek bilmiyorum, elbette neyin ne olduğu açıklığa kavuşur zamanı gelince.

Herkes merakla izliyor, bekliyor. Ülkemin sanki başka hiç sorunu yokmuş gibi insanlar yine kendilerini takipte. Dua eden mi ararsın, 'Yanındayız, pes etme' diyen mi? Şaka gibi, dert asıl onların ama o kişiler kendi hallerine bu kadar üzülmüyordur. 'Zenginin malı züğürdün çenesini yorar' sözünün gerçek olmuş hali diyorum bu yaşananları. İşim yok, elin milyonlarını, ferrarilerini dert edineceğim, parayı bastırıp aldığı şarkısını dinleyerek kulaklarıma eziyet edeceğim. Allah parayı, pulu çok olana da versin hiç olmayana da ama, helalinden nasip etsin.

Ha bu arada, herkese akıl fikir de versin. Kafasını sallayanların, göbek atanların tek bir hareketle ünlü olduğu ve milyonları peşine taktığı ülkemizde bunun için de bol bol dua etmek şart. Maddi manevi o kadar sorun varken, herkesin kendi derdiyle uğraşması gerekirken, parasının hesabını bilmeyenlerin derdini yük edinmek de ancak bizim ülkemizde olur. Dizi karakterlerinin haline üzülenler, bu karakterleri gerçek hayata taşıyıp gıyabında cenaze töreni düzenleyip  hayrına lokma döktürenler, dizideki kadın karakter bir erkek çocuk sahibi olsun diye kıldıkları namaz sonrası dua edenler. Bunlar ve daha birçoğu gerçekten yaşananlar, gördük, duyduk hepsini.

Teknolojinin gelişmesiyle bu hareketler evrim geçiriyor, günümüz şartlarına uyarlanıyor güzel ülkemin güzel insanları sayesinde. Teknolojiyi olumlu ya da olumsuz kullanmanın yaşla ilgisi olduğunu da düşünmüyorum. Akıl yaşta değil başta diyoruz ya; Ne gençler gördüm hayranlıkla izledim videolarını, ne dedeler gördüm tiktokta, otobüste kalkıp da yer vermeyeceğim cinsten.

'Ağlayalım mı gülelim mi' diyeceğimiz olaylar karşısında, bazen hakikaten düşünüyorum; şu akıllı telefonları kullanmak için bir belge şart olsa diye. O belgeyi alabilenler akıllı telefon kullansın, alamayanlar da tuşlu telefonlarla devam etsin. İmkansız da olsa, kimbilir, belki bir gün, neden olmasın?