Şu geldiğimiz hale bir bakın! Felaket tellalı gibiyiz. Her gün bir orman yangını haberi… Yaz mevsiminin doğasında var bu ama birkaç yıldır biraz fazla mı yanmaya başladık acaba?

Allah’tan gelene diyecek söz pek yok da kul eliyle yanmamız, can yakıyor.

Özellikle anız yangınlarının büyük çapta orman yangınlarına dönüştüğünü görmemize rağmen hala durumun vahametini kavrayamayanlar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Manisa İl Müdürlüğü uyarıda bulundu.

Manisa Olay Gazetesi, gözü olan görsün diye manşetine taşıdı açıklamayı… “Ciğerlerimizi yakmayın!” başlıklı haberde, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Manisa İl Müdürlüğü, kent genelinde artan orman yangınlarının ardından vatandaşları anız yangınlarındaki tehlikeye karşı uyardı” denildi.

Yasak olduğu halde hasat sonrası anız yakılmasının artması üzerine uyarılarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Manisa İl Müdürlüğü yetkilileri, “Anızın yakılması büyük tehlike arz etmekte ve gerek tarımsal ekosistem, gerekse doğal ekosistem tahrip edilmektedir. Anız yangınları orman yangınlarına sebebiyet vermektedir. Milli servetimiz olan ormanlarımız ile içerisinde ki canlıların yok olmasına ve yakın yerleşim birimlerinin yanmasına neden olan anız yangınları önemli maddi kayıplara da neden olmaktadır” ifadeleriyle vatandaşları ikaz etti.

Anız yangınlarının sadece orman yangınlarına değil hava kirliliğine de sebep olduğunu belirten yetkililer verdikleri bilgilerle aydınlanma yaşamamızı sağlamaya çalıştı. Ne dedi yetkililer, gelin bir kez daha gözden geçirelim:

“Anız yanması sonucu çıkan duman hava kirliliğini artırmakta, atmosferdeki karbondioksit oranını yükseltmekte ve bazı bölgelerde ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet vermektedir. Ayrıca yol kenarında yakılan anızlar da karayollarında görüş mesafesini kısaltarak, ölümle biten trafik kazalarına neden olmaktadır. Anız yakılmasının önemli zararlarından birisi de toprağı su ve rüzgâr erozyonuna daha hassas duruma getirmesidir. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar. Böylece erozyonu önlenmiş olur. Bu sebeplerle ilimizde anız yakılması, çayır ve meraların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır. Anız yakma yasağına uymayanlar hakkında İlgili Kurumlarca 2872 sayılı Çevre Kanunu ile bu kanunda değişiklik öngören 5491 sayılı Kanun ve 6831 sayılı Orman Kanununun ilgili hükümleri doğrultusunda cezai işlem uygulanacaktır.”

***

Laftan anlamayana ceza verileceği de izah edilen bu bilmem kaçıncı açıklamaya rağmen hala bir yerlerden orman yangını haberi geliyor olması ve gelecek olması gerçekten çok sıkıcı.

Cahillik desem yeterli değil. Umursamazlık da var biraz işin içinde. Ve kusura bakmayın ama hainlik diz boyu.

Bir insanın bile isteye orman yangını çıkarmaya yeltenmesini beynim başka bir kelime ile izah edemiyor. Toprak, doğa, hava, ağaç, yeşil, nefes, hayvanlar hatta insanları can çekiştirmeye neden olmak, taşınabilir vicdani yük değil. Yahut olmamalı. Karakterde hainlik yoksa taşınmaz bu vicdan azabı.

Aklınız ermiyorsa, en azından akıl edenlerin sözlerine kulak vermenizi ve en azından şu anız yangınlarına bir son vermenizi diliyorum.

Şu yaz günü iştahsızlığı ile orman yangını haberi duyurmaktan illallah etmiş durumda gazete haberleri. Umuyoruz güzel haberlerde buluşur, güzel insanların yaşadığı güzel bir ülkeden de bahsedebiliriz günün birinde. Sağlıcakla kalın, hoşça kalın.