İnsanların ne muhtaç eylesin ne de eksik etsin dediği hastaneler en çok ihtiyaç duyulan alanlardan biridir. Sağlık hizmeti almak için gelenler yalnızca doktor ve tedavi değil; aynı zamanda insani koşulların da olmasını bekler.
Yeme gibi, içme gibi en zorunlu gereksinimlerini karşılamak isterler. Bunun için de, hastane kantini olarak ifade edilen oluşumlar vardır.
Muayene olmak için giden, tahlil yaptırmak için aç gitmek zorunda olan, hastasına refakatçilik yapan vatandaş, acıktığında ya da susadığında canının istediğini hastane kantininden alır değil mi? Ama bunu maalesef, Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nde yapamıyor. Çünkü, hastane kantini kapatıldı, hatta derme çatma yapılmış olan kantin bölümü tamamen kaldırıldı. Bu durum, Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi’nde giden vatandaşları zor durumda bırakıyor.
Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi’nde kantinin kaldırılması, küçük gibi görünen ama büyük mağduriyetlere yol açan bir karar. Bir şişe içme suyu deyip geçmeyin. Hasta yakını, ziyaretçi ya da poliklinik sırasını bekleyen vatandaş bu en temel ihtiyacını karşılamak için, ya Ağız Diş Sağlığı Hastanesi'nin kantinine kadar koşarcasına yürümek ya da etrafta market aramak zorunda kalıyor. Yaz aylarında sıcakta, kış aylarında soğukta bunun ne kadar güç olduğunu tahmin etmek zor değil.
Kantin, bir lüks değil; bir ihtiyaçtır. Bir bardak çay, bir tost ya da bir şişe su, hastanede uzun süre vakit geçirmek zorunda kalan insanlar için hayati önemdedir. Hastane içinde bu imkânların bulunması, sağlık hizmetini tamamlayan unsurlardan biridir. Belki kantin yüksel bedel ihalesiyle kiralanamadı bu yüzden kapatılmış olabilir.
Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi kantini hangi neden ya da nedenlerle ihale edilmemiş veya kapatılmış olursa olsun, yetkililer vatandaşın ihtiyacının karşılanabilmesi için çözüm üretmelidir, üretmek zorundadır. Günümüzdeki teknolojik imkanlarla bunu kolaylıkla yapabilirler. Yiyecek- içecek otomatlarından birkaç tane hastanenin uygun köşelerine yerleştirmek ilk akla gelen, hızlı ve kolay çözüm olabilir. Ya da konunun yetkilileri, seyyar satıcıların hastane bahçesinde satış yapmasına göz yumabilirler.
Alın işte, size iki fikir. Biri en kolay olanı ve hastane yönetiminin yetkileri dahilinde; diğeri işleyis ve yasal açıdan zor olanı. Ne olursa olsun, nasıl bir çözüm bulunması gerektiği, yetkililerin sorumluluğunda. Ama en büyük sorumlulukları, vatandaşın en basit ihtiyacının giderilmesini ve teminini sağlamak. Görmezden gelmek, kamu hizmeti anlayışına yakışmaz.
Bir devlet hastanesinde bir şişe suya muhtaç kalmak, hiç kimsenin yaşamak zorunda kalmaması gereken bir durumdur. Umarım, birtakım girişimlerle hastaların ve hasta yakınlarının mağduriyeti en kısa sürede çözülür. İnşallah, herkesin gelip geçici sağlık sorunları olsun, şifa bulacağı. Sağlıkla kalın, susuz kalmayın.