Dün milletvekili aday listeleri YSK’ye teslim edildi. Bense bu yazıyı, listelerin tesliminden bir gün önce yazıyorum.

AKP’nin Manisa milletvekili aday listesini, bu satırları kaleme alırken bilmiyorum. İlk 10’a girenler sevinecekler. 65 aday adayından 55’i hayal kırıklığına uğrayacak ya da heveslerini başka bir seçime erteleyecekler.

Listeye girenlerin ilk beşi ise “acaba ben de seçilebilir miyim” diye hayal kurmaya devam edecek.

Manisa’da bana göre ilk üçü garanti. Dördüncü sıradaki aday sandıklar açılana kadar heyecanla sonucu bekleyecek gibi görünüyor.

Bakalım Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Benim edindiğim kulis bilgilerine göre, listeler YSK’ye teslim edilmeden bir gün önceye kadar liste başı Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu, ikinci sırada Murat Baybatur, üçüncü sırada Tamer Akkal gibi görünüyordu. Dördüncü sırada bir sürpriz olmazsa M.Ali Özkan veya geçen sene rahmetli olan Hakan Füzün’ün oğlu Fatih Füzün olabilir deniyordu.

Siz bu satırları okurken, listeler açıklanmış olacak tabii ki… Hepimiz öğrenmiş olacağız… Listelere dair yorumlarımı da haftaya yazarım gerekirse…

“Hayırlı olsun, hayırlısı ise nasip olsun” derdi Hayrullah Solmaz. Ondan duymuştum ilk kez. Çok iştahlılara söylediğim bir dua haline geldi.

***

Kızılay’ın Manisa şubesinde yaşananları herhalde duymayanınız kalmamıştır.

Ne “bereketli” bir kurum haline gelmiş meğer. Hele son zamanlarda, bir üst kurula atlama basamağı haline getirilmiş Kızılay.

Kızılay, senelerdir, gençliğimden beri takip ettiğim, merakla izlediğim ama bir türlü işin içinden çıkamadığım bir kurum.

Başkanlar, yönetim kurulu üyeleri, hep çarşımızdan çıkmıştır. Seçilenler, o görevlerden alınmadan kendiliklerinden çekilmeyi bilmeyenlerden oluşan hısım, akraba, yakın arkadaşlar…

Eskiden DYP’lilerin hakim olduğu bir kurum olarak görülürdü. En azından Manisa’da böyleydi.

Doğru Yol Partisi siyaset sahnesinden çekilince , o partiye müntesip kişiler yine Kızılay’da görev almaya devam ettiler.

Bizler, Refahçılar, Faziletçiler, AKP’liler, o zamanlar Kızılay’a giremezdik. Almazlardı. Doğru Yol Partisi kökenli kişileri seçerlerdi. Bizlerde de, “Kızılay DYP’lilerin hegemonyasında” gibi bir algı oluşmuştu o yıllarda…

Aklımın bir türlü ermediği işlerden biriydi bu. Halen de bu işlere akıl pek erdiremiyorum.

Kızılay’ın Manisa şube başkanı Atila Efendioğlu da, yöneticilerin aldıkları maaşları ve huzur haklarını sorduğu için, apar topar görevden alındı.

Tuğçe İnç Zavlak’ın duyurduğu, Halim İnç’in de bizimle paylaştığı  duyuruyu okuyunca işin iç yüzünü öğrenmiş olduk:

“İl Şube Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsım tarafından yapılan bu paylaşım nedeni ile tüm yönetim kurulunun görevden alınmasını da anlamış değilim. Söz konusu paylaşımı yapan ben olduğum halde Kızılay Manisa delegelerinin desteği ve iradesi ile göreve gelen şahsım hariç diğer yönetim kurulu üyelerine yapılan haksızlığı ve anti demokratik uygulamayı kabul etmem de mümkün değildir

Bununla birlikte hayırsever, iyiliksever olmak için bir sıfata gerek görmeyen, bulundukları görev nedeni ile maaş, hakkı huzur, yolluk v.b. herhangi bir  ödenti almadan meccanen  hatta kendi parasını harcayan  il şube yönetim kurulu üyeleri olarak gereken refleksin gösterilmesini istediğimiz için maaş alarak çalışan genel merkez yönetim ve denetim  kurulu üyeleri tarafından cezalandırılmış bulunmaktayız.

Konunun kısa özeti budur. Kamuoyunun merak içinde olduğu bir hususu buradan bir kez daha soruyorum. Kızılay Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu olarak Kızılay'a bağlı şirketlerden Hakkı Huzur ücreti alıyor musunuz? Alıyorsanız ne kadar?”

Atilla Efendioğlu’nun merak ettiği, sorduğu soruyu ben de yıllardır merak ediyorum.

Net, açık, sarih, belgelere dayalı bir açıklama gelir de, biz de öğreniriz diye temenni ediyorum.