Ortaokul, lise sıralarında okurken, -bakın yine en az 60-65 yıl eskiye gittik-, şimdiki Çarşı Bulvarı’ndaki evimizin eski halini yeni yaptırmıştık. Mahallemizin gençleri ve çocukları olarak, bir arkadaşımızın evinin önünde toplanır oyunlar oynardık. Birbirimize, okuldaki arkadaşlarımızın taktıkları isimlerle, lakaplarla takılırdık.

Eski baro başkanımız Av. Hüseyin Erkenci (müdür), SSK’den emekli Hasan Yılmaz (Jak Hasan), yine SSK’den emekli Hüseyin Caymaz, Ertan Dengizler ile buluşur, oyunlar oynardık. Bu arada, “Jak Hasan” lakaplı Hasan Yılmaz arkadaşımız bize takılırdı, söylediği ve aklımızda kalan sözlerden biri de “Tomas, bana komaz” idi.

Nerelerden nerelere geldik…

***

Bizim Ahmet, biraz önce WhatsApp’tan bir mesaj gönderdi. Manisa-İzmir arasında çalışan Manisa Seyahat otobüslerinin fiyatları güncellenmiş, yani zamlanmış. 45 TL’den 58 TL’ye yükselmiş. Geçen yıl bu zamanlarda 35 TL idi…

Mesajı okur okumaz aklıma ilk gelen, fiyatı acaba neden düz 60 TL yapmadıkları oldu. Yolcu 55’in üstünü tamamlamak için 3 lira bulmak zorunda ya da muavin yolcuya para üstü vermek için 2 TL bulmak zorunda. Ha 58 ha 60… Neden düz hesap 60 yapılmadı acaba diye düşünmeden edemedim…

Bu arada öğrenci fiyatı da, indirimli tarifeden 55 TL olmuş. Yani tam biletten tamı tamına 3 TL daha ucuz. Öğrenci bütçesine DEV katkı!

Aklıma geleni tavsiye edeyim madem: Öğrenci 50, tam 60 olsaydı, hem bozuk para telaşı olmazdı hem de öğrenciler için daha anlamlı bir indirim uygulanırdı.

Çarşıdaki esnaf kahvehanelerinde, çay ocaklarında kısa süre öncesine kadar çay 4 TL, kahve 15 TL idi. Şimdi yine bir “fiyat ayarlaması” çekmişler, çayı 7.5 TL, kahveyi 25 TL’ye yükseltmişler.

Bu zamlar önce esnaf çay ocaklarında, sonra umumi tuvaletlerde, sonra Manisa Seyahat otobüslerinde boy gösterir, arkası çorap söküğü gibi gelir…

Geçen pazartesi Karaköy pazaryerini dolaştım. Etiketsiz ürün yok… Hepsi etiketli… Ama şu var ki, etiketlerin üzerinde küçük harflerle “yarım kg” ifadesi yer alıyor. Bir kilogram ürünün fiyatını yazmaya cesaret edemeyen pazarcı esnafı, mecburen yarım kilonun fiyatını yazabiliyor.

Demokrasilerde çare tükenmez derler… Tezgaha bir kez daha yanaştım… Bir kilo taze börülce, bir kilo barbunya alayım dedim. 100 TL uzattım. Tezgahtaki arkadaş “Abi 20 lira daha vereceksin” dedi. Meğer ben küçük harflerle yazılan “yarım kg” ibaresini fark etmemişim… Ayıp olmasın diye paranın üstünü tamamlamak zorunda kaldım.

***

Spil Dağı Sultan Yaylası’nın serinliği iyi geldiği için merkeze çok inmiyorum son günlerde. Zaten Spil dağ yolu bugünlerde çok fazla inip çıkmaya müsait de değil. Birkaç kez inip çıksanız sanki arabanız pert olacakmış gibi geliyor insana… Büyükşehir Belediyesi tam kapasite ile asfaltlama işine el atmış görünüyor… Hele bir bitsin, dostları çay içmeye bekleyeceğim…

***

“Tomas, bana komaz” anısıyla başladık madem, o anının kahramanlarını anarak bitirelim. Hüseyin Caymaz ve Ertan Dengizler’i rahmetle anıyorum. Jak Hasan’a (Hasan Yılmaz) ve Müdür Bey’e (Hüseyin Erkenci) uzun ve sağlıklı ömürler diliyor, selam ve sevgilerimi gönderiyorum…