Biraz geç oldu ancak asgari ücret ile ilgili fikirlerimi yazma fırsatını şimdi bulabildim. Hem biraz ortalık duruldu hem de taraflar sakinleşip kabul havasına girdi.

Gelenek de budur zaten. Önce büyük bir kesim beğenmez açıklanan miktarı... Haklı da olabilir bu kesim ancak kısa bir soğuma süresinden sonra taraflar beğense de beğenmese de kabul eder.

2023 için geçerli asgari ücret 8 bin 500 Türk Lirası oldu.

Açıkçası telaffuz edilen rakam benim beklentilerimin altında kaldı.

Daha önce de belirttiğim gibi 20 yılı aşkın bir iktidarın ardından ekonomik temelli toplum tepkisine maruz kalmak hiçbir siyasi parti için kolay olmazdı.

Bana kalırsa AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de kolay olmadı.

3 bin TL’lik bir artıştan bahsederken az geldi demek dile abes olsa da günümüzde elle tutulur bir hal alan hayat pahalılığı, artan giderler düşünce biçimini bu noktaya getirdi.

Tabi hala beklentimin gerçekleşme ihtimali sabit duruyor.

Ne de olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücreti açıkladığı konuşmasında yıl içerisinde yeni bir ara düzenlemenin de yapılabileceğinin sinyalini verdi.

Erdoğan, "Beklenmedik bir tabloyla karşılaşırsak geçen yıl olduğu gibi bir ara düzenleme yapmaktan da kaçınmayız. İşçi, emekçilerimizin gelir ve refah seviyesini artırmış yönetim olarak hiç kimsenin hakkının zayi olmasına meydan vermeyiz. Milletimiz için varız" dedi.

Bu kritik bir mesajdı.

Yaptık, yine yaparız.

Henüz zamlı maaşlar cebe girmeden birçok kalemde artışların yapıldığını görüyoruz.

Klasik tabiriyle maaş erimeden ay sonunu görebilmemiz için -en önemli unsurlar arasında yer alan- enflasyonun ateşinin sönmesi için yapılacak çalışmalar, asgari ücretin zamlanması kadar kıymetli...

11 yıldır hedefini 2023 olarak belirleyen AK Parti’nin ben kozunu güçlü oynayacağını, ekonominin çarklarını da göz ardı etmeyerek 2023 içerisinde, seçimlerden de önce yeniden bir müdahale yapacağı kanısındayım.

Çünkü aksi zor...