Nüfus birçok konuda belirleyici etkendir. Siyasete yön verdiği gibi siyasetin de üstünde en çok titrediği yerler, yüksek nüfuslu bölgelerdir. Bir bölgede nüfus ne kadar genişse yapılacak iş de o kadar çok demektir.

Yunusemre ve Şehzadeler ilçeleri, kentin ana damarını oluşturuyor. Gerek Manisa henüz Büyükşehir değilken süregelen merkezi konum imajı gerekse de nüfus yoğunluğu bunda belirleyici olmuştur.

Ancak Manisa'nın öyle ilçeleri vardır ki, nüfusu gözle görülür seviyede azdır.

Mahalle büyüklüğündeki bu ilçeler, nüfusları az olmasına rağmen koca bir ilçe teşkilatını içinde barındırıyorlar. Belediye başkanı, kaymakamlık binası, ilçe müdürlükleri, hizmet araçları, bütçeler… Hepsi ayrı ayrı işliyor ama nüfus o kadar küçük ki, akıllara "Bu masraflar bu kadar küçük bir nüfus için gerekli mi?" sorusunu getiriyor.

Örneğin Ahmetli.

Nüfusu 17 bin civarında.

Hem Turgutlu’ya komşu hem de adeta Turgutlu’nun mahallesi gibi.

Geçtiğimiz ay iki kez uğrama şansım oldu. Gözle görülür uzun bir caddesi, hatrısayılır derecede büyük bir parkı bile yok.

İlçe sakinlerinin işi düştüğünde hastane, üniversite ya da büyük bir kamu hizmeti için Turgutlu’ya gidiyor. O halde neden halen ayrı bir ilçe statüsünde? Ahmetli Turgutlu’ya bağlansa hem vatandaş için hizmet daha kolay olur hem de devlet için ekonomik tasarruf sağlanır.

Aynı şekilde Köprübaşı da öyle. 12 bin civarında nüfusuyla Manisa’nın en küçük ilçelerinden biri. Etrafında Gördes gibi daha oturmuş ve kurumsal yapısı güçlü bir ilçe var. Köprübaşı’nın Gördes’e bağlanmasıyla hem idari işler tek merkezde toplanır hem de kaynak israfı önlenir diye düşünüyorum.

İsraf Üstüne İsraf

Bugün her küçük ilçede ayrı ayrı belediye başkanı, belediye binası, ilçe milli eğitim müdürlüğü, tarım müdürlüğü, nüfus müdürlüğü… Düşünün, bu kurumlar için personel, araç, yakıt, lojman, ek kaynak ve ödenek ayrılıyor. Oysa hepsi daha büyük ve güçlü ilçelerin çatısı altında birleşse, hizmet daha verimli olmaz mı?

Elbette bu mesele sadece tasarruf değil, vatandaşın hayatına da dokunuyor. Ahmetli’de yaşayan biri, Turgutlu’ya bağlandığında daha donanımlı bir belediye ve kurumsal hizmet alacak. Köprübaşılı bir vatandaş, Gördes’in imkanlarından faydalanacak.

Yine aynı şekilde 15 bin nüfuslu Gölmarmara, zeytin tarımı için benzer yönler barındıran Akhisar’a bağlanabilir. 18 bin nüfuslu Selendi de Demirci ile daha güçlü bir birleşme sağlayabilir.

Şehrimizin büyük resmini görebilirsek, bu tür birleşmeler devletin yükünü hafifletir, kaynakların boşa gitmesini önler ve hizmet kalitesini artırabilir. Küçük ilçelerin yıllardır süregelen bir ismi var elbette ama unutmayalım ki, aynı işi daha az masrafla yapmak, hem devletin hem de vatandaşın lehine olacaktır.

Muradiye'nin Nüfusu Bu İlçelerden Daha Büyük

4 ilçede hal böyle iken, diğer yandan da Muradiye Mahallesi artan nüfusu ile dikkat çekiyor.

Yunusemre ilçenin en büyük mahallesi olan Muradiye'nin nüfusu 42 bini aşmış durumda. Bir zamanlar belde olan, birçok kurumu içinde barındıran Muradiye "mahalle" konumundayken, 4 küçük nüfuslu bölgenin halen ilçe olarak durması veya Muradiye'nin ilçe olmaması şaşırtıyor açıkçası.

Öte yandan 22 bin nüfuslu Güzelyurt Mahallesi dahi, bu dört ilçemizden daha fazla nüfusa sahip!

Kazanan Manisa Olur

Belki bu fikir size radikal gibi gelebilir ama zaman bize şunu öğretti ki, ülkemizin ve dünyamızın kaynakları sınırsız değil. Kaynakları doğru şekilde kullanmak hepimizin vazifesidir. Bu eksende, gelecek nesiller için de daha doğru bir şehir düzeni kurmamız son derece hayatidir.

Naçizane önerim, Ahmetli Turgutlu’ya, Köprübaşı Gördes’e bağlansın; Gölmarmara Akhisar'la, Selendi Demirci'yle birleşsin. Böylece hem Manisa hem de halk kazansın.