Bizler küçükken attığımız ilk adım ile yürümeye başladık. Ailemiz için bu büyük bir sevinçken bizim için özgüvenin başladığı anlardı. Niye ailemiz bu kadar seviniyordu bunu sorgulayacak yaşta değildik tabi. Belki insanoğlunun bilinç altında ileriki yaşlarda kendi ayaklarının üzerinde durabilme sembolüydü. Belki büyüyor artık bebeklikten çıktı diye bir sevinç. Ama her ne olursa olsun bir kutlamaydı.

Evet büyüdük, çoğu konuda kendi ayaklarımızın üzerinde durmayı da öğrendik. Ama bir işe başlarken ki ilk adım hep zor oldu.  Hangi yolda yürürsek yürüyelim arada ayaklarımız dolandı, düştük. Küçükken yaptığımız gibi düştüğümüzde ya kendimiz kalktık ya da kaldırılmayı bekledik.

Ne olursa olsun ilk yürümeye başladığımız zamanlar düştüğümüzde kalktık ve devam etmekten hiç vazgeçmedik. Canımız yandığı için ağladık en fazla. Belki şimdi de düştüğümüzde en fazla biraz ağlayıp devam etmek en basit çözüm. Olmuyorsa bir başka yoldan yürüyerek ama hep adım atmaya devam ederek.

İlk adımı attıran istek çok iyi bir odaklanma ile gelir. Ne istediğini bilirsin ve harekete geçersin. Girdiğin yol yabancı olabilir, tanıdık bile olsa hiçbir şey olduğu gibi kalmaz değişir. O yüzden kararlılıkla devam etmek gerekir. Sağlıklı yaşamak için plan yaparsın, bugün yarına ertelersin. O ilk adımı atmaya cesaret göstermek aslında hazır olduğunun göstergesidir. Sonra kararlılıkla devam edemeyebilirsin. Çünkü bir sürü çeldirici girer araya. Zor olan sonra devam etmek gibi görünse de aslında aldığın kararla ilk adımı atmaktır. Sonra yapamayacağını düşündüğün zamanlar gelse de belki sağlığında bir problem olur tekrar o yola girersin. Çünkü zihnin buna hazırsa bedenini hazırlama için sinyal gönderir.

Bir işe girersin, adımların belki ürkek belki temkinli ama hep devam edersin. Birisiyle tanışmak istersin, günlerce hazırlanıp karşısına çıkarsın. Hep o ilk adım kalbini attıran, meraklandıran, seni harekete geçirendir. Hayatımızın her alanında her an yapabileceğimiz bu kadar etkili daha ne olabilir?

Bugün ne için yeni bir adım atmak istersin?