"Hayat bir kutu çikolatadır, içinden ne çıkacağını bilemezsin" der Foorest Gump adlı filmde. Sözlük tanımlarındansa bu bir kutu çikolata imgesi bana daha yakın gelmiştir her zaman. Bazen acı bazen tatlı çikolatalar denk gelir, bazıları bozulmuş bile olabilir.

Bizler insan olarak kapalı kutuları hep ilgi çekici bulmuşuzdur. Ama içinden hiç de kötü bir şey çıkmasını istemeyiz. Yani ne çıkacağını bilmesek de içinde mutlaka hep güzel şeyler olmalı fikri vardır beynimizde. Hayattan da genel olarak beklentimiz bu yönde. Yataktan kalktığımızda günümüzün güzel geçmesini, doğum günü mesajlarında hep yüzlerin gülmesini dileriz. Yani hayatın getirdiklerine teslim olmak yerine hep bir müdahale içerisindeyiz. Teslim olmak deyince her şeyi bırakmak değil, aksine neler olduğunu anlayıp olaylara uyumlanmak anlatmak istediğim. Zor bir gün geçirirken durup zor olduğunu düşünmek yerine yapman gerekeni yapıp yoluna devam etmek mesela. Çok eğlendiğin bir anı sürekli yaratmaya çalışmak yerine olup bitmesine izin vermek ve oraya dönüp dönüp içinde hapsolmamak, yeni anlara alan açmak.

Hayatın getirdiklerine teslim olamadığımız için olsa gerek sürekli bir ızdırap hissederiz. Olduğumuz yerden farklı yerde olmak, farklı vücut ölçülerinde olmak, bizde olmayıp başkasında ne varsa ona sahip olmanın peşindeyiz. Teslim olduğumuz tek şeyse sosyal medyadır. Kimin ne yaptığıyla ilgilenmekten kendi hayatımızı kaçırdığımızın farkında değiliz.

Peki o zaman hayat nedir? Dünyada geçirdiğimiz zaman mı? Yoksa içini deneyimlerle doldurabileceğimiz anılar mı? Nefes aldığımız her an mı? Ertelediklerimiz mi, yoksa tümüyle yaşadığımız her şey mi?

Hayata bir bütün olarak baktığımızda yaşadığımız her şeyin bir parçamız olduğunu görmek uzun zamanımızı alabilir. Bence hayat işte bu bütünün içinde eriyebilmek. Karşımıza çıkan her durumun sonuçlarını çekip çevirebilmek ya da çevirememek. Üzüldüğün zamanın geçmesini beklemek yerine neler olduğuna bakabilmek. Vücudun verdiği tepkiye, o an aldığın nefese , aklından geçen düsüncelerle yüzleşebilmek. Sevindiğinde nefesine, vücuduna düsüncelerine bakabilmek. Üzülmek, gülmek, konuşmak , bağırmak, ağlamak, sevmek değil bunların hepsi olmak ama bütün bunlarla yoluna devam edebilmek. Tam da bir kutu çikolata kıvamında ama içinden sadece iyi çikolatalar çıkmasını beklemeden. Her şeyiyle kucaklayabildiğimiz , her an bence hayat demek. Ya sence hayat ne demek?