Geçtiğimiz günlerde Türkiye siyaseti olayla çalkalandı: CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, bir vatandaşın attığı tokat…
Hepimizin gözü önünde. Kameralar kayıttaydı, görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayıldı, gazeteler-haber siteleri manşet attı.
Evet, şiddet asla kabul edilemez… Ancak burada mesele tokadın kendisinden daha sert!
Birkaç saat sonra olayın detaylarını, tokat atan vatandaşın kim olduğunu öğrendik.
Özel’e tokat atan adam, yıllar önce kendi evlatlarını öldüren biri. Evet, kendi öz çocuklarını.
Müebbet hapis cezası almış. Yani yargı demiş ki “Bu insan toplum için bir tehdit, izole edilmeli.”
Ama gelin görün ki şimdi bu adam dışarıda, aramızda!
Sadece dışarıda olmakla kalmıyor, ülkenin ana muhalefet liderine kadar ulaşıp tokat atabilecek kadar da rahat!
İşin skandal tarafı o adamı dışarıya salan ‘irade’. Kimlerin imzası var bu kararda? Kim ‘Toplum için tehlike arz etmiyor?’ kanaatini verdi? Bu soruların hiçbirine cevap yok!
**
Artık mesele sadece adalet veya güvenlik değil. Mesele bu ülkenin hafızası. Çünkü her yaşanan olay gibi bu da unutulacak. Ne yazık ki balık hafızalı bir toplumuz.
Bir çocuk katlediliyor iki gün üzülüp yeni bir gündeme geçiyoruz. Kadınlar öldürülüyor, sosyal medya hesaplarımızdan hastag atıp adalet arıyoruz.
Bir siyasi lidere tokat atılıyor. Tweetler atıp öfkeleniyoruz. Peki sonra? Yine unutacak mıyız?
Tokat sadece Özgür Özel’e atılmadı. O tokat ülkede insanca ve güvende yaşamak isteyen herkese atıldı. Bu ülkede sokağa korkmadan özgürce çıkmak isteyen kadınlara, çocuklarını koruyabileceğini düşünen ebeveynlere ve hala bir yerlerde belki adalet kırıntısı olduğuna inanan insanlara atıldı.
Bizler susmaya devam edersek o tokat daha sert inecek. Uyanmamız gerek. “Ne oluyor?” diye sorgulamak gerek.
Ama büyük ihtimalle uyuyacağız. Alıştık. Artık hiçbir şeye şaşıramıyoruz. Bu kabulleniş bir tehlikenin ayak sesleri… O tokadı atan eli, onu dışarıya salan iradeyi sorgulamazsak; yarın birinin canına kast eder.
**
Bizler yine ‘Nasıl oldu bu?’ diye sorarız. Halbuki herkes cevabını çok iyi biliyor. Sessizleşip kayıtsız kalarak oldu.
Bu yüzden bu olay hepimiz için bir dönüm noktası olabilir. Ama sadece biz istersek olur!
O tokadın izi hala yüzümüzdeyse, hala bir şeyleri sorgulayabiliyorsak geç kalmış sayılmayız!
Ama yine unutup geçiştirirsek… Bir sonraki daha sert olacak! O tokatlar sadece yüzümüze değil, hayatımıza, sevdiklerimize, umudumuza atılacak. O zaman pişmanlıkla ‘Biz neden hiçbir şey yapmadık?’ diyeceğiz…
Gecikmiş farkındalığın, işe yaramayan öfkenin, çaresizliğin tokadı daha da acı olacak.
Şimdi değilse, ne zaman?