Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin vatandaşlardan gelen şikayetler üzerine uygulama yaptıklarını belirttikleri kaldırım işgaliyle mücadele konusu tam bir bilmeceye dönüştü. Bir yere bakıyorsunuz esnaf dükkanının önüne bir masa dahi atamıyor, diğer tarafta ise vatandaş masalardan geçecek yol bulamıyor. Mağdur olduğunu belirten esnaf da haklı olarak tepkisini dile getiriyor.

Virüs yüzünden gelen kısıtlamalarla iki yıl boyunca doğru düzgün iş yapamayan kimi esnaf biraz kendini toparlayacakken, işgaliye yasağı nedeniyle elleri kolları bağlı hüsranla bir çözüm yolu bekliyor. Tabii bu esnaf kesimi öyle çok büyük işletmeler değil, çay ocağı, küçük ölçekli kafeler. Çok merkezi yerde olanı da var, biraz daha iç kesimlerde yer alanı da. Burada tuzu kuru olanlar, kazançlarının üzerine kazanç ekleyenler. Tabii ki bir de yeşil alanı değil de, beton zemini işgal edenler. Onlara istedikleri kadar işgaliye yapmaları hak.

Ben bununla ilgili bir yazı yazmış ve Yarhasanlar Camii çevresindeki işgaliyeden bahsetmiştim. Hem esnafın hem de mahalle sakinlerinin ortak faydasına olacak bir çözüm bulunması gerektiği yönünde. Ama yapılan uygulama nasıl oldu, meydan tamtakır kuru bakır oldu. Tek bir sandalye dahi kalmadı meydanda. Kökten çözüm olarak tamamen yasak getirildi. Oradaki her esnafa belirli sayıda masayla belirli sınırlar çizip birbirinin hakkına girmemeleri sağlanabilir, mahalle sakinlerine balkonda otururlarken rahat bir nefes aldırılabilirdi. Yemeğini dışarıda yemek isteyen vatandaşlar da bu keyfini yapabilirdi.

İlk zaman durum böyleyken, Ramazan ayında meydan iftar masalarıyla doldu taştı. Kimi esnaf sadece işyerinin önüne, kimi esnaf iş yerinin kaldırımda kapladığı yer kadar kısma ve meydanın kendine bakan tarafına masa atabildi. Sonra iş çığrından çıktı meydana yayıldıkça yayılan esnaf nedeniyle, diğer esnaflar da haklı olarak masalarını açtıkça açtı.

Bir daha üstüne basa basa söylüyorum. Burada ne esnaf ne de vatandaş mağdur olsun. Ama bir düzenleme, bir sınır getirilmesi illa ki şart. Esnafa eşit sayıda masa izni verilerek, bunun kontrolü denetimi sağlanarak, hak geçmeden hak yemeden yapılmalı. Kuralı bozana da bir yaptırım uygulanmalı. Öyle bir masa hesabı bile etmeyen 140 lira göstermelik ceza keserek değil tabii ki. İşgaliye nedeniyle çarşı merkezde 250 bin lira ceza kesilen işletme olduğunu duydum. Bunların bu kadar yüksek cezayı alacak işgaliye kabahati neydi bilmiyorum ama, 140 lira cezanın da pek bir caydırıcılığı yok. Ceza miktarlarındaki kıstas nedir, bir açıklama yapan olursa çok sevinirim.

Beton zeminde işgaliye serbest ama yeşil alanda işgaliye yasak. Neye göre, kime göre. Kaldı ki, işgaliye yapılan yeşil alanlarda çiçektir böcektir vs de yok, sadece çim alanlar. Vatandaş açık havada keyif almak, esnaf da iş yapmak istiyor. Şöyle internete yeşil alan nedir yazdım, şu çıktı karşıma; "Şehir hayatındaki yapılaşma nedeniyle oldukça önemli olan yeşil alanlarda; günlük yaşamın yarattığı stres atılabilir, çocuklar için oyun alanları hazırlanabilir. Özellikle kalabalık yerleşim yerlerinde ikamet edilen konutlara yakın mesafelerde bulunan yeşil alanlara her daim ihtiyaç duyulur. Aktif yeşil alanlar, yerleşim yerleri içerisinde insanlara dinlenme imkanı sağlayan, bitki örtüsünün olduğu yerlerdir"

Yeşil alanla ilgili açıklama bu. Esnafın masa atması ve vatandaşın da yeşil alanda dinlenirken keyif çayı içmesinde, yasa yönünden aykırı bir durum var mı, yetkililerin belki bir bilgilendirmesi olur. Bekleyip görelim. O halde yazımı toparlayacak olursam, insanların hayata yeniden döndüğü bu günlerde,

Yeşil alanların olduğu yerlerde çay içerek günün stresini atmak, keyif yapmak yasak; ama beton üzerinde gelişigüzel atılan masalarda yemek yemek serbest.

Süs havuzunun bulunduğu yerde betonun bir kısmına masa atan çay ocağından çay içmek yasak; ama başka bir yerdeki süs havuzunun içini meşrubat kasalarıyla doldurup etrafındaki bankları ve vatandaşların yürüyüş yolunu gelişigüzel masalarla kapatmak serbest

Dereboyundaki yeşil alanlarda oturup etraftaki çay ocağı veya kafelerden keyifle çay içmek yasak ama, içi hınca hınç dolu kafe tarafından beton zemine vatandaşların yürüyüş yoluna gelişigüzel masaları atmak serbest.

Ha bu arada bir de basamak olayı varmış. İş yerlerine girmek için kaldırıma yapılan basamaklar da yasakmış. Bu da işgaliyenin değişik bir türüymüş.

Konunun özü, esnaf işini yapsın, vatandaş da keyfini. Yetkililer de, vatandaş ve esnafı mağdur etmeyecek şekilde görevlerini. Ama yasa, kural ve düzen çerçevesinde tabii ki.