Tatile devam. Çeşme’yi bu yıl sevdim. Biraz çevre edinince zaman da su gibi akıyor. “Manisa’da ne var ne yok” diye dürümcü Mehmet’i, Tevfik Aslaner’i, iki oğlum Gökmen ve Gökhan’ı arıyorum. Temmuz ayında Manisa’nın sıcağının devam ettiğini öğreniyorum. Sağolsun dostlarımın bir kısmı beni Çeşme’de yalnız bırakmıyor. Soma maden faciasında mağdur olan ailelere devletin yaptırdığı konutların bittiğini teslim törenine hazır olduğunu İstanbullu firmanın oğlu Osman Talu’dan öğreniyorum. Osman Talu ansızın  Çeşme’de ziyarete geldi.  Çeşme Alaçatı’da Balıkçı Niyazi’nin yerinde buluştuk. Osman Talu’nun Fas’ta da işleri var. O gece güzel sohbetten sonra beni yazlığıma bırakıp Fas yolculuğu için Çeşme’den ayrıldı. Sonra ekonomist Hikmet Oray Yalçın, dürümcü Mehmet’le geldi. Levent Gönül’ün oteline gittik. Alaçatı turu yaptık. Akşam da yazlığımın kale tesislerinde gün batımını seyrettik. Dürümcü Mehmet’in seçtiği menü ile karnımızı doyurduk. Mezeler ve balıklar da nefisti. Hikmet Oray’la ekonomiyi değerlendirdik. Doların seyrini anlattı. Konuları bilen ile sohbet etmek insana haz veriyor. Beraber olduğumuzda kabine değişikliğini öğrendik. Bu yılın sonuna kadar Tükiye’yi ekonomi ve siyasette hareketli günler bekliyor. Bir süredir gelmelerini beklediğim dostlarımın da bu hafta içinde gelmelerini bekliyorum. Dostlarla yenen yemek de ömürden sayılmazmış derler. Ben de bol bol dostlarla beraber olmaya özen gösteriyorum.