Havaların ısınmasıyla birlikte doğayla iç içe geçirilen zamanlar da artmaya başladı.

Son yıllarda özellikle kırsal alanlarda ve otluk bölgelerde artan kene vakaları, ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. En çok bilinen risk, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olarak bilinen bir hastalık. Bu hastalık her vakada görülmese de, kene ısırığı hafife alınmaması gereken bir durum.

Kene; otluk, çalılık, ormanlık ve hayvanların bulunduğu bölgelerde sıkça rastlanan küçük parazitlerdir. İnsan ve hayvanların kanıyla beslenirler. Genellikle ilkbahar ve yaz aylarında, özellikle sıcak havalarda daha aktif hale gelirler.

Peki, kene ısırırsa ne yapmalı? İlk ve en önemli kural; keneyi kendi başınıza çıkarmaya çalışmayın.

Uzmanların verdiği bilgilere göre evde iğne, cımbız, kolonya gibi yöntemlerle keneyi koparmaya çalışmak çok risklidir. Bu tür müdahaleler, kenenin parçalanmasına ya da taşıdığı mikropların vücuda daha hızlı yayılmasına neden olabilir.

Böyle bir durumda en doğrusu, en yakın sağlık kuruluşuna giderek profesyonel yardım almaktır. Sağlık görevlileri, keneyi uygun yöntemle çıkarır ve gerekiyorsa sizi takibe alır.

Kene tehlikesine karşı alınabilecek bazı basit ama etkili önlemler şunlardır:

Otluk ve ormanlık alanlara giderken mümkün olduğunca açık renkli ve uzun kollu giysiler tercih edin.

Pantolon paçalarını çorap içine sokmak, kenelerin vücuda ulaşmasını zorlaştırır.

Doğadan döndüğünüzde mutlaka vücudunuzu dikkatlice kontrol edin.

Hayvanlarınızın da düzenli kontrollerini yapın. Evcil hayvanlar da keneleri taşıyabilir.

Bahçe işleriyle uğraşıyorsanız mutlaka eldiven ve kapalı kıyafetler kullanın.

Kene tehlikesi gözle görünmeyecek kadar küçük ama etkisi büyük bir risktir. Bu yüzden, doğayla iç içe olurken bilinçli hareket etmek, hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için büyük önem taşır.

Eğer vücudunuzda bir kene fark ederseniz, panik yapmadan en yakın sağlık merkezine başvurun. Erken müdahale, olası hastalıkların önüne geçmek için hayati önem taşır.