Küme düşen Manisaspor’umuzu deplasmanda yenen Ankaragücü yeniden Süper Lige girmeye hak kazandı. Zaten bir hafta öncesinden küme düşmesi kesinleşen Manisaspor’a ne kadar üzüldüysek Ankaragücü’nün şampiyonluğuna da o denli sevindik. Zira Ankaragücü bir spor kulübü olmaktan öte Milli Mücadelenin de en önemli destek unsurlarından biriydi.   Ankara kulüpleri arasında en güçlü taraftar kitlesine sahip Ankaragücü’nün hikayesini acaba kaçımız biliyoruz? 

            Ankara henüz şirin bir Anadolu kasabasıyken elbette kendi çapında futbol oynayan mahalle takımlarına sahipti. Ancak İstanbul ve İzmir gibi tanınmış köklü spor kulüpleri yoktu. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe gibi köklü takımlarımızın kuruluşundan birkaç yıl sonra, İmalat-ı Harbiye mektebi öğrencileri ile savunma sanayiinde çalışan işçiler ayrı ayrı iki takım kurdular. Turan Sanatkarangücü ve Altınörs İdmanyurdu takımları aynı gün kuruldular 1910) ve neredeyse aynı camiaya hitap ediyorlardı ama aralarında büyük bir rekabet vardı. Nitekim iki takımın birbiriyle yaptığı bir maçta büyük olaylar çıktı, yaralananlar oldu. Devreye giren camianın büyükleri aynı camiaya hitap eden iki takımın birleşmesine karar verdiler. 

            Birinci dünya savaşının başlamasını müteakip liglere ara verildi ve takımın birçok oyuncu ve taraftarı da cepheye sevk edildi. Savaş bitince yeniden faaliyet başlasa da takım, işgal kuvvetlerinin takımlarıyla oynamayı reddedince faaliyetlerine ara verdi. Bir taraftan da Anadolu’ya Mustafa Kemal’in hareketine katılmak için fırsat kollamaktaydılar. İmalatı Harbiye müesseselerinden, kaçırabildikleri teçhizat, silah ve mühimmatı da yanlarına alarak başta Özbekler Tekkesi yolu olmak üzere çeşitli yollardan Anadolu’ya intikal ettiler. Ankara’da kurdukları iptidai silah ve mühimmat atölyelerinde çalışırlarken diğer taraftan da Anadolu Sanatkarangücü adlı takımlarıyla askerin moralini yüksek tutmak amacıyla maçlar yaptılar. İlk resmi maç Askerin Talimgahgücü takımıyla yapılır ve maçı 2-1 kazanırlar. Bugün Cebeci stadının bulunduğu yerde yapılan maçı Mustafa Kemal’in de izlediği söylenmektedir. 

İmalatı Harbiye müesseselerinin en zor şartlarda yaptıkları üretimle Milli Mücadeleye büyük katkıları olmuştur. İmalatı Harbiyeciler, bir taraftan fişek doldurup, silah onarırken diğer taraftan da bilfiil cephede savaşmışlardır, şehit vermişler, gazi olmuşlardır. 

            Milli Mücadelenin kazanılıp Cumhuriyetin kurulması ile birlikte İmalatı Harbiye Müesseseleri, Tophane Müşirliğinin de Ankara’ya intikaliyle Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumuna dönüşür ve milli savunma sanayimizin de öncü kuruluşu haline gelir. 1933 yılında Anadolu Sanatkarangücü takımı da MKE himayesinde bugünkü adı olan MKE Ankaragücü olarak tescillenir. 

            Ankaragücü Kuvayı Milliyenin takımıdır, milli mücadelenin isimsiz kahramanlarının takımıdır. Ankaragücü ve taraftarı Kuvayı Milliyenin değerlerinden hiç kopmamış ligde, kupada ve uluslararası arenada hep aynı ruh ve heyecanla mücadele etmiştir. Türkiye Kupasını en fazla kazanan Anadolu takımıdır. Amatör, profesyonel tüm Ankara takımlarının toplamından daha fazla taraftarı vardır. 

            Ne yazık ki; AKP iktidarı ile birlikte MKE’nin Ankaragücü’ne olan desteği kalkmış, kulüp finansal darboğaza sokulmuştur. Buna mukabil AKP’li belediyeler kendi proje takımlarını kurarak spora siyaseti de bulaştırmıştır. Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek kendi kurduğu Keçiörengücü’nü önce ABB Ankaraspora, sonra Ankaraspor A.Ş’ne ve oradan da Osmanlıspor’a devşirmiştir. Ankaragücü’nü ele geçirmek için oğluyla birlikte çok çaba göstermiş, hatta kısa bir süreliğine başarmıştır da ancak hem taraftar hem de yargı buna izin vermemiştir. Ancak Osman Gökçek’in Ankaragücü Başkanlığı ihtilaflara yol açmış, Ankaraspor üyesi olduğu halde entrikayla seçilmiş olması kulübün küme düşmesine yol açmıştır. Sonrasında gelişen olayları biliyorsunuz, takım dağılmış, oyuncularını satmak zorunda kalmış, büyük bir mali krize girmiş ve daha alt liglere düşmüştür. 

            Ankaragücü’nün bu durumdan Kuvayı milliye ruhuyla çıkması zor olmamıştır. Hem oyuncuların, hem yöneticilerinin hem de taraftarının büyük fedakarlıklarla, tırnaklarıyla kazıyarak yeniden süper lige çıkmayı başarmıştır. 

            İ. Melih Gökçek Projesi Osmanlıspor’un ise düşme hattından kurtulamayacağı görülmektedir. Mehter marşı ve AKP desteğinin bile onları kurtaramayacağı aşikardır. Bir kere daha milli mücadele azmi ve kararlılığı galip gelmektedir. 

            Bugün siyaset yazmayayım diye düşünmüştüm ama dün gece yarısından sonra gelen haberler bu yazının sonuna gene siyaseti bulaştırdı. CHP-DP-SP ve İYİ Parti ittifak yapmaya karar verdiler, ortak deklarasyon yolda. Açıklandığında onu da analiz edeceğiz. İttifak için isim aranıyormuş, “Demokrasi İttifakı” öne çıkan isimlerden. Benim önerim ise “Kuvayı Milliye İttifakı” dır. Ankara gücü bu ruhla başardıysa aynı ruh ve heyecanla Türk Milleti de başaracaktır. 

            Ankaragücü’ne süper ligde başarılar dilerim. 

            Kalın sağlıcakla…