Son yıllarda iklim değişikliğinin etkileri daha belirgin bir hal aldı. Bunu artık rahat rahat hissedebiliyoruz.

Bakın şubat ayının ortasına geldik ve bahardan kalma havayla karşı karşıyayız. Yani normal değil anlatabiliyor muyum? Bu mevsimde bu hava… Tişörtle gezsen gezilir. E bakıyoruz, Ardahan’da son 55 yılın rekoru kırılıyor, kar kalınlığı evlerin boyuna ulaşıyor. Bir garip durum.

Kış aylarında beklenen soğuk ve karlı hava koşulları, iklim değişikliğiyle birlikte değişkenlik göstermeye başladı. Soğuk olan yer rekor kırıyor, sıcak olan yerde nisan-mayıs havası esiyor.

Böyle olunca elbette bu durumun olumsuz etkileri de kaçınılmaz olacaktır. Kış ortasında yaşanan bahar havasının en belirgin etkilerinden biri, kar erimesi ve don olaylarının azalmasıdır. Normalde karla kaplı olan bölgelerdeki erken ısınma, bitki örtüsünün daha erken bir dönemde uyanmasına neden olabilir. Bu da tarım ve doğal ekosistemler üzerinde beklenmeyen etkilere yol açabilir. Ayrıca, bu sıcaklık dalgalanmaları, su kaynakları üzerinde de etkili olabilir. Erken gelen bahar, yaz aylarında su kıtlığı riskini artırabilir ve bu durum tarım alanlarındaki sulama sistemlerini etkileyebilir.

E ne yapacağız? Doğaya sahip çıkacağız elbette. Biz olmadan doğa kendini çok güzel yeniler. Ama doğa olmadan biz olamayız.

O bize değil, biz ona muhtacız. Bunun bilincinde hareket etmeliyiz. Hareket etmek zorundayız.

Yoksa her geçen yıl bir önceki yılı aratır duruma gelir.

Geçmişimizden aldığımız emaneti geleceğimize güzel bir şekilde teslim etmezsek, bunun vebalini ödeyemeyiz.