Acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle ve kötüsüyle koskoca bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz.  Zaman su misali akıp geçiyor.  “Şu ay geçsin de yaz gelsin” gibi hedefler koyduk. Beklediğimiz o aylar, hızlıca biten tatiller, umutlarımız, geride bıraktıklarımız, anı yaşayamayışlarımız, ertelediğimiz her şeyin pişmanlığı…

Geride bırakmaya hazırlandığımız 2022 yılında birçok şey hayatımıza girdi. Aylarca süren asgari ücret tartışmaları, 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi, KPSS sorularının çalıntı çıkması, İstiklal Caddesi’nde yitirdiklerimiz, artan kadın cinayetleri, maden faciasındaki kayıplarımız derken geçip gitti zaman. Bazı olaylar çoğumuzda derin yaralar açtı. Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçti. Sanki “Ucu nasıl olsa bana dokunmuyor.” diye tepkisiziz. Ne kadar zamanımız kaldığını bilmediğimiz, “iyi dilek” temennileriyle geçen kaçıncı yılımız bu?

O zaman aradan geçen bir yıllık süre boyunca ‘’Kendi içimizde ne yaşadık?’’, “Yaşadıklarımızdan ne ders çıkardık?”, “Hayatımızda neyi erteledik?” diye bir değerlendirme yapalım. Hiçbir şey için geç değil. Yapmak istediklerimiz ve ertelediklerimize artık dur demenin zamanı geldi.  Bir liste yapalım kendimize, yapılması en kolay olandan başlayalım. Geçmişte izleyemediğimiz filmleri, göremediğimiz yerleri, okuyamadığımız kitapları ve başaramadığımız her şeyi bir bir yapalım. Kendimize bir yol haritası çizelim ve en çok ertelediğimiz şey neyse yapmak için gayret gösterelim. Tabii ki hepimizin öncelikleri var ama kendinize küçücük de olsa zaman ayıramaz mısınız?

Benim son zamanlarda anladığım şu ki; hayat uzun gözükse de zaman çok çabuk geçiyor. Bu yüzden her anımızın kıymetini bilelim. Zaten hepimiz hayatın akışına yetişmeye çalışırken bunu anlıyoruz. Bizlere ne iyi gelecek onu bulalım ve ona zaman ayıralım. Hayatın anlamı “mutluluk, huzur, başarı” gibi kavramlardan geçiyor. İşimiz bir yere gitmiyor, o hep orda duruyor ve hep bizi bekliyor zaten. Yeni yılda yepyeni bir dünya, umutlarıyla ve dertleriyle bize kucak açmış bekliyor.  Belki yine diğer senelerden farklı olmayacak. Ama siz yine de içinizdeki “umut” kırıntısına tutunun ve ertelediğiniz şeyleri yapmaya çalışın. Söz verin kendinize. Belki seneye her şey daha farklı olur.

2022’ye Cem Karaca’nın “Bu son olsun” şarkısıyla veda etmek istiyorum ben: “Doğarken ağladı insan. Bu son olsun, bu son…”

Hoşça kal 2022, hoş geldin 2023!