Hayata kestirmeden başlayacaksın,

Karınca gibi sabahtan,

Akşama çalışmayacaksın.

Yoksa

Çok beklersin Ağustos böceğinin

Gelip, senden

Buğday isteyeceğini.

Ne öyle derslere kafa patlatıp

Sıralarda dirsek çürütmek?

Basacaksın parayı, alacaksın dilediğin üniversite

Diplomalarını.

Hayata kestirmeden dalacaksın.

Okuyup adam olacağına

Gözün, Velfecri okuyacak!

Sendene büyüklere karşı ceketin düğmesi ilikli,

Ellerin kolların göbek altında

El pençe şeklinde olacak.

Basın öne eğik olmazsa olmazdır!

Sen bilirsin!

Siz bilirsiniz!

Efendim siz nasıl münasip görürseniz

Sözcükleri diline pelesenk olacak!

Varsın olsun.

Emir kulu,

Kapı kulu,

Yağdanlık desinler.

Kestirmeden gireceksin devlet ihalelerine

Kredilerine

Hibelerine…

Hurma bahçelerine!

Hiç korkma! Düşünme bu hurmalar,

Adamı tırmalar diye.

Senden önce kim tırmalanmış?

Kim horlanmış?

Dahası sırtı okşanmış!

Uzun meşakkatli dikenli yolları,

Kestirmeden asacaksın.

Senden aşağıda insanlar görürsün,

Sırtına basacaksın.

Yeri geldiğinde gamatayı!

“Hor görme garibi

Kim bilir ne derdi vardır?”

Orhan babanın züğürt tesellisi.

Kendisi sırtını iktidara dayadı,

Sorarsan kaderin güzel bir tecellisi

Sakalı yüzünden,

Takkeyi kafadan,

Teşbihi elden,

Seccadeyi bedenden bırakma.

Dini güzel sözleri dilinden düşürme.

Kargaya ağzından peyniri düşürten,

Tilkinin güzel dilidir.

Altın yumurtlayan tavuklar

Devletin kümesinde.

Eğil, büzül yalvar, yakar

Bal dök yala, maskeli baloya gider gibi

Horoz kılığında,

Kestirmeden dal kümese.

Çorbanın,

Yemeğin kestirmeli yapılanına, 

Doyum olmaz.

Seni herkes bilir

Doğrulukla işin olmaz.

Kestirmeden git sen,

Yasarken herkesin önüne geç.

Yolun sonuna geldiğinde.

Pazarlık, yağcılık, fırsatçılık, kandırma yok!

Hadi yine iyisin

Kestirmeden CEHENNEMLİKSİN!