Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (Manisa TSO) temmuz ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan oda başkanı Mehmet Yılmaz ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Manisa Olay Gazetesi, Mehmet Yılmaz’ın ağzından çıkan sözleri manşetine taşıdı.

Sanayisiyle göz kamaştıran, sahip olduğu ticaret hacmiyle iş dünyasında ‘ Ben de varım’ diyen Manisa’nın, sanayi ve ticaretine kamusal düzeyde yön veren kuruluşu Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Başkanı “İş dünyası önünü göremiyor!” dedi.

Meclis Başkanı Ümit Türek de aynı fikirde….  İş dünyasının ekonomik olarak çok zor günlerden geçtiğini belirterek, “Enflasyonun yüksek olması ekonomik zincirin her bir bölümünü olumsuz etkiliyor. Bugün sattığımız malı yerine koymakta zorlanıyoruz. Önümüzü görebileceğimiz bir yol haritası ile ekonominin ön görülebilir hale gelmesi lazım” diye seslendi üyelerine.

***

Türkiye ekonomisinin en büyük ihracatçı illerinden biri olan Manisa, geçtiğimiz yıl ihracat rekoru kırmıştı. 2021 yılında 4 milyar 180 milyon dolar olan ihracatyüzde 25 artarak 5 milyar 207 milyon dolara yükselmiş ve bir önceki yıl ihracat sıralamasında 8. İl iken, 2021 yılında 7. sıraya yükselmişti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in 2022 yıı rakamlarına göre,Manisa'da 2022 yılı Ocak ayında ihracat 213,2 milyon dolar, ithalat 267,5 milyon dolar oldu. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2022 Ocak ayında %19,6 artarak 14 milyar 6 milyon dolardan, 16 milyar 751 milyon dolara yükseldi.

Ancak Manisa iş dünyası, ivme yükselse de gelecekten yana umutlu görünmüyor.

***

Ülke ekonomisi üzerinde yaşanan gelişmelerin rahatsızlığını taşıyan MTSO Yönetim Kurulu BaşkanıMehmet Yılmaz, “Ülkemizde ekonomik veriler hepimizin malumu. Uzun süreden beri enflasyon ve işsizlik konusunda burada tespitlerimizi ve beklentilerimizi paylaşıyoruz. Enflasyon en büyük sorunumuz olarak devam ediyor. Yıllık enflasyonumuz yüzde 78 civarında. ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) dediğimiz enflasyon ise yüzde 138 olarak hesaplandı.Dış ticaret verilerimize baktığımızda mayıs ayı verilerine göre ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15 artarak yaklaşık 19 milyar dolara ulaştı. Buna bağlı olarak ithalat ise yüzde 43 artarak yaklaşık 29 milyar dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 155 artarak 4 milyar dolardan, 10 milyar doların üzerine yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 mayıs ayında yüzde 79,8 iken, 2022 mayıs ayında yüzde 64,2'ye geriledi… Cari açık bir diğer önemli bir veri olarak ortaya çıkıyor. Nisan ayı itibariyle cari açık yaklaşık 25 milyar dolar oldu. Geçen yıl temmuz ayından bu yana en yüksek düzeye yükselmiş durumda. Bütün bu gelişmeler, özellikle enflasyondaki bu yükseliş, iş insanı olarak maliyetlerimizi doğru tespit ederek, doğru fiyatlama yapmamızı her geçen gün zorlaştırıyor. Aynı şekilde enflasyon rakamları da gelir ve giderlerimizi, bilançolarımızı doğru okumamızı giderek zorlaştırıyor. Doğru okuyamadığımız bilançolar üzerinden aldığımız kararların doğruluk oranları da tartışılır. Yatırım kararı alırken mutlaka enflasyon etkisini gerçekçi bir şekilde hesaplarımıza katmamız gerektiğini düşünüyorum. Kısaca enflasyonun böyle yüksek olduğu bu piyasa şartlarına göre önlemalmamızda yarar var” dedi.

***

Elinde milyon dolarları çeviren, binliklerle, kuruşlarla işi olmayan bahse konu bu dünya, ülke ekonomisinin bel kemiği.

Üretim durursa, Türkiye durur!

***

Dün, asgari ücretlinin eline geçen ‘çerez parası’ ile enflasyon karşısında nasıl ezildiğini, iki kuruş zam için nasıl takla attığını yazmış, nasıl da üzülmüştük açlık sınırının altında hayatlar yaşayan o işçi, emekçi sınıfına.

Burjuvazinin gizli çekiciliğine de ne imrenmedik değil ama meğer patronların işi, işçiden zormuş!

Yiye yiye bitiremediğimiz ülkemde ne burjuvazinin tadı kalmış ne proleter yapının!

Kimi, kime şikayet edeceğiz biz şimdi?

***

Akılcı ve kalıcı politikalar üretmeden bu kıskaçtan kurtulmanın mümkün olmadığını artık biliyoruz. Aynı geminin yolcuları olarak, aklın yolunu da biliyoruz ama kaptana olan aşırı ve gereksiz güven, tayfaların işgüzarlığı kafa karıştırıyor belli ki!

“Atla aşağıya, yüz, kurtul” diyenlere de çok güvenmeyin! Dalgalı sularda yüzmek için tecrübe lazım… Sağlam bir dalak, güçlü bir ciğer, sıkı bir kas iskelet sistemi lazım.

Bunun için de en başa, geminin yola çıktığı ilk limana dönmek lazım.

Hadi ben kaçtım, hoşçakalın.