Yok, yok, Başkent'ten, Davutoğlu-Bahçeli görüşmesine dikkatimi çeken dostlarım da yanıldı. Nuh deyip Peygamber demeyen MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iyi niyetle koalisyonu MHP ile kurma çabasına restini çekti. Hiç bir alternatife yanaşmaması seçimin tek seçenek olduğunun yolunu açtı.
BAHÇELİ'NİN ÖNGÖRÜSÜ TEBRİK EDİLMELİ
Devlet Bahçeli ilk gündeki duruşundan taviz vermedi. Bahçeli neden böyle davrandı? Birincisi, 7 Haziran seçim sonuçları sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimin yenilenmesi fikrinde ciddi olduğunu bana göre siyasetçi olarak Bahçeli iyi tespit etmiş. 45 günlük süre içinde yapılacak olan koalisyon çalışmalarını ciddiye almayarak bu oyunun piyonu olmamıştır. Bahçeli, Kasım ayında yapılacak muhtemel seçim yenilenmesine göre hareket etmiştir. Kızmaya hiç gerek yok. Gelinecek noktayı biliyormuş. Tebrik etmek gerek.
KILIÇDAROĞLU'NA BİR ANLAM VEREMİYORUM!
CHP'nin hala, Davutoğlu'nun hükümeti kuramadığı anlaşılınca, görevi iadesinden sonra hükümeti kurma görevinin Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmesinden yana tavır almasına bir anlam veremiyorum. Yani, her şey ortadayken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kendisine görev beklemesinin ne anlamı olacak? Profesör olarak mı bunu istiyor? Yoksa bizim ve kamuoyunun göremediği bir hükümet modelini inşa edeceğini mi sanıyor? Kurulsaydı, AK Parti-CHP Koalisyonu kurulurdu! CHP şartlarla gelmeseydi. Ülke iki büyük partinin ortaklığı ile biraz huzura kavuşurdu.
Siyaset düzeni içinde görev beklemek CHP'nin hakkıdır. Ancak, MHP'nin tutumu belli. CHP, HDP ile hükümet kurma yolunu mu düşünüyor? AK Parti'nin, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığındaki bir koalisyona "Evet" demeyeceği belli değil mi?
Erken seçimi AK Parti ve MHP çok istedi. İstekleri de gerçekleşiyor. Millet, bu düşünceye sahip AK Parti ve MHP için sandıkta ne yapacak? Evdeki pirinç ve buldur hesabına dönmesin.