Gazeteler; bilmem ne aşısı yolda!

-muhalefet aşılar gecikti!

- yetkililer gecikmenin nedenini açıkladı.

Gelirken

Yol üstündeki bir ülkeye kahve içmeye uğramış!

-görsel medya; gözümüz aydın!

13 milyon doz geldi. Aşılamalar başlıyor!

Çocukluğumuzdan bu yana herkesin

Bir aşı hikayesi var.

Doğumdan sonra başlayan aşı serüveni,

İlkokul ve sonrası devam eder,

Hikayeler değişiklik gösterse de hiç bitmez.

Benim aşı hikayemde

1980 senesinin nisan ayında, 24 yaşında

Sivas temel tepeye askerlik görevimi ifaya gittiğimde başladı.

Bir bölüğe düştüm. Birkaç gün sonra aşı için

Çağrıldık. 100 kişilik bölüğümüz

Aşı sırasına girdi.

Üst eğitim üniformaları çıkarıldı, faniların kolları

Omuz hizasına kadar sıvandı.

Davul tokmağını andıran bir sopa ile sıhhiye erlerinden biri

Kollarımızı tentürdiyot sürdü.

Diğer bir sağlıkçı aynı şırınga ile hepimizi aşıladı.

Kan ve mikrop kardeşi olduk!

O zaman

Tek kişilik enjektör,

Tek vurum doz hak getire.

İtiraz etsen

“Sizi bize sayı ile mi? Verdiler, burası asker ocağı

Ana kucağı değil diye usta erlerin hiddet sesi

Kulaklarınızı dolduruyordu.

Onların dümen suyunda gittiğinizde hani allah’ı var.

“ Analar ne yiğitler doğuruyor,

Hey maşallah! diye

Övgülerle ruhumuza aşı yapmıyorlar değildi!

Askerlikte,

Emir demiri keser!

“Fildişi bul, getir” deseler

Afrika Serengetisinden, filin dişini söker getirirsin.

Komutanlara göre,

Asker hastalanmaz !

Asker korkmaz! Asker acıkmaz susamaz

Asker sormaz. Asker yorulmaz

Kısa sürede kavradım “ itaat et, rahat et” davranışını

Bir şey istiyorlar ise

Patlat “ emret komutanımı!”

Eğitimlerin sonunda Ağustos ayında

Sivas’tan, İzmir Ege ordusuna dağıtımım çıktı.

11 Eylül’ü,

12 Eylül’e bağlayan gecenin sabahı, saat

05,00 de koğuş nöbetçisinin sesi ile uyandık.

Ne oluyor?

Daha erken neden uyandırıyorsun? Sorularını sorarken

-Darbe oldu! Deyince,

Soğuk su ile duş yapmış gibi olduk.

Televizyondaki görüntü ve ses.

Aziz milletim! Türk ordusu ülke yönetimine el

El koymuştur.

Nitekim! Bu günden itibaren sokağa çıkmak yasaktır.

O an uyku mağrurluğu ile

Galiba

Türk ordusu, Türk demokrasine de

Hasta olmasın diye aşı yapıyor! Dedim.

Meyve almak için ağaçlar aşılanırken

Acaba,

Demokrasilerinde aşılanması mı gerekiyordu?

12 Eylül darbesi üzerinden 40 yıl geçti

Gördük ki,

Darbe aşılarının yan etkileri var

Kişi hak ve özgürlüklerini erozyona uğratıyor.

Anayasal kurumların bağışıklık sistemini çökertiyor.

Ekonomi iflas ediyor.

Eğitim öğrenim, çağdaşlığını yitiriyor

Üniversiteler bilimden uzaklaşıyor

İnsanlar hapislerde çürüyor.

Liyakatsızlar başa taç ediliyor.

İnsan aşısı, soyunun devamı ve sağlığı adına

İken

Darbe aşısı.

Yavaş yavaş demokrasiyi ve insanları öldürüyor.