3 yıla yakın bir süre Yunan işgali ile boğuşan Manisa, Mustafa Kemal Paşa’nın Afyon’dan başladığı kurtuluş mücadelesi ile kurtuldu. Yunan askerini adım adım Anadolu’dan atarak,  8 Eylül 1922’de girdiği Manisa’dan İzmir’e doğru uzanan büyük kurtuluş zaferinin bu yıl 98 yılını kutluyoruz.

Bu yılki Kurtuluş’un törenleri ne yazık ki bu yıl koronavirüs nedeniyle Atatürk Anıtı’na çelenk konarak sade bir şekilde kutlandı.

Kahraman Türk Ordusu, Manisa kentine 1922 yılının 8 Eylül’ünde girdiğinde her tarafta Rum askerlerinin yaktığı bir kentle karşılaştı.

98 yıl önce Yunan işgali ile yanan Manisa kenti, bugün o kahramanların sayesinde Organize Sanayi Bölgesi ile tarımı ile özellikle de üzümü ile sanayide yatırım yapılacak dünya markalarının göz bebeği haline geldi.

Biz yine 98 yıl öncesine acı günlere dönelim ki bu günlerin kıymetini daha iyi anlayalım!

Dün Olay Gazetesi köşe yazarı Azmi Açıkdil yazdığı makalede, “Manisa Mezalimi ve Yangını (1919-1922)” başlıklı yazısında; Manisa yangınını Rumların Türklere yaptıkları vahşetleri anlatıyor. M. Nuri Yörükoğlu’nun Manisa Yangınları kitabını gözden geçirdim. Allah bir daha o günleri ve acıları bizlere göstermesin.

Bugünlerde Yunan yine şımarıklığını gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Karşımıza dikilenler bedel öder” diyerek Yunanistan’a gerekli cevabı verdi. Bu millet, Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçlu olduğunu unutmasın. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrası Manisa’ya geldi. O günün notlarını da yazıyorum.

Anadolu'nun düşman işgali ve egemenliğinden kurtuluşu sonrasında, yeni Türkiye Devleti'nin dayandırılacağı esasları tespit etmek amacıyla, vatandaşlarla temaslarda bulunmak ve onlarla konuşmalar yapmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Paşa, silah arkadaşları Kazım Karabekir Paşa ve Mareşal Fevzi Çakmak ile birlikte 14 Ocak 1923 günü, Ankara'dan ayrılarak Batı Anadolu gezisine çıktı. İstanbul ve Bursa'ya uğradıktan sonra 25 Ocak günü Alaşehir'de, 26 Ocak 1923 Cuma günü Salihli ve Turgutlu istasyonlarında kısa birer konuşma yaptı. Daha sonra trenle Manisa'ya geldi. Kente ilk kez gelen Mustafa Kemal Paşa ile yanındakiler ve karşılayıcılar, daha sonra topluca Uzun Yola çıktılar. O sıralarda boş olan günümüzdeki Kız Meslek Lisesi ile Doğumevi binalarının bulunduğu alana gelinerek, burada oynanan cirit gösterilerini izlediler. S. Karagöz'den edindiğimiz bilgilere göre; Mustafa Kemal Paşa, Manisalıların sevgi gösterileri ve sıcak ilgisinden son derece memnun olmuş ve aşağıdaki konuşmayı yapmıştı:

 "Muhterem Beyefendi ve Muhterem Ahali, Livanız dairesine girdiğim dakikadan buraya gelinceye kadar, halkın şahidi olduğum tezahüratı beni son derece mütehassis etmiştir. Bilhassa şu dakikada gördüğüm tezahüratı beni zahiri değil, fakat manevi gözyaşlarına gark etmiştir. Bunlar beni müteessir ve mesrur etmiştir. Bir kaç ay evvel buradan geçtiğim zaman bu ahaliyi görememiştim. Bunlar ateşin içindeydi. Şimdi lehü'l-hamd o günlerin geçtiğini ve halkın bir araya geldiğini ve çalışmaya başladığını gördüm. Bundan dolayı çok bahtiyarım. Muhterem Ahali, bütün efradınız çok çalışkandır. Feyizli araziye malik bulunuyorsunuz. Bu çalışkan ahalinizin mesaisi ile az zamanda çok nafi neticeler elde edileceğine eminim. Belediyeniz halkı namına söylediğiniz sözlerden çok mütehassis oldum. Bundan sonra gerek ben ve gerek rüfeka-yı mesaim memleketin saadet ve selameti için var kuvvetimizle çalışacağız. Ancak, mesaimizin muvaffakiyetle tetevvücü için bütün milletin şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da müzahereti elzemdir. Bizim kuvvetimiz milletin emnü itimatıdır. Biz bu itimada mazhar oldukça bu neticeyi hep beraber iktitaf edeceğiz. Tezahüratınızdan dolayı teşekkürat-ı mahsusamı tekrar ederim."

Mustafa Kemal Paşa, yine bir gezisi sırasında 10 Ekim 1925'de ikinci kez Manisa'ya geldi. Halkın tren istasyonunda büyük bir coşkuyla karşıladığı Mustafa Kemal Paşa, Belediye binasının balkonundan Manisalılara şöyle seslendi: "Manisa'nın Muhterem Ahalisi, yaptığınız bu çoşkun tezahürat ve sevinçle hasıl olan heyecanın şiddeti zail olmadan bana müsaade ediniz, sizi kenıal-i samimiyetle selamlayayım ve hakkımdaki tezahürattan dolayı teşekkür edeyim. Muhterem arkadaşlar sizin efkarınızı, temayülatınızı pek veciz suretle ifade eden Belediye Reisi Beyefendi'nin sözlerini ikiye ayırcağım: Birincisi, şahsıma ait iltifatlarınızdır. Buna arz-ı minnet ederim. İkinci cihet ki, en mühimi ve en esaslısıdır; o da sizin terakki ve teceddüt yollarında atmakta olduğunuz halvelerin manası, medulüdür. Bunları da kemal-i takdirle yadederim. Muhterem Ahali, bu noktada mucib-i mefharetimiz olan bir ciheti arz edeyim. Görülüyor ki, bizim kalbimiz bizim fikrimiz tamamiyle sizin hissiyat, efkar ve amalinize tetabuk etmektedir. Bu vesile ile tekrar etmek isterim, bütün memleket, bütün cihan bilsin ki Türkiye halkı; rüesasiyle, müdiraniyle ve rüesa, müdiranı da halkıyla beraber aynı yolun yolcusu hemfikir insanlardır. Aziz Manisalılar, ben Manisa'yı yangınlar içinde, harap ve türap bir halde görmüştüm. Muhterem Manisalılar, ben sizi zulmetten, ateşten, esaretten henüz kurtulduğunuz bir zamanda görmüştüm. Fakat o günkü halleri itiraf ederim, hakiki teessürle telakki etmedim. Gerçi siz zulüm ve taaruzun şiddetli darbelerinden henüz kurtulmuştunuz. Fakat ben eminim ki, bu kadar şiddetli darbeler insanların imanlarını takviye eder. Istidadı, cevheri olan bir millet öyle darbelerden mütenebbih olur. Maziye nisbeten atisini daha çok parlak yapabilir. Muhterem Arkadaşlar, felaketler insanları, akılları başında olan milletleri daima azimkar hamlelere sevkeder ve işte siz de bu hamleleri yapmaktasınız. Bu gün mamuriyet itibariyle gördüklerim bu hamlelerin çok bariz tezahürleridir. Bu günkü teyakkuzlarınızın, azminizin çok az zamanda çok feyizli neticeler vereceğine emin olarak sizi tekrar hürmetle selamlarım."

10 Ekim 1925 gecesi büyük Önder’in onuruna fener alayı düzenlenmiş ve geçler zeybek oyunları sunmuşlardı. Geceyi Manisa'da geçiren Mustafa Kemal Paşa, ertesi gün istasyona inmeden önce, otomobille çarşıyı, üzüm pazarını gezdi, caddeleri dolduran halkın “Yaşa” sesleri ve alkışları arasında trene binerek, İzmir'e hareket etti.

Mustafa Kemal Atatürk, daha sonra, Türkiye'yi ziyaret eden İran sahi Rıza Pehlevi ile birlikte 22 Haziran 1934 günü Manisa'yı üçüncü ve son defa ziyaret etmiştir.