Türk futbolun kalbi Antalya’da atıyor. Menajerler, seminerler, hazırlık maçları, kamplar… Tüm entrikalar Antalya’da dönüyor. Menajerler adeta ajanlar gibi bir o otele gidip yöneticiler ile transfer görüşmesi yapıyorlar sonra diğer otele gidip oyuncunun aklını çelmeye çalışıyorlar. Tam bir kaos ortamı. Ama Türk futbolun içinde bulunduğu konumu bana göre anlatan bir resim. Etik kurallar bir kenara itilmiş kazananın haklı olduğu bir sistem. Bu yüzden bu düzene karşı çıkmak yel değirmenlerine karşı savaşan Don Kişot olmaktan öteye gitmez. Bu yüzden geçen hafta Balıkesirspor teknik direktörü Giray Bulak’ın açıklamalarını üzülerek dinledim. Giray hoca; ‘Bilseydim takımı Antalya’ya getirmezdim. Menajerler futbolcularımın aklını çeldi. Rakiplerimiz de buna çanak tutuyor’ dedi. Doğru bir serzeniş. Ama düzen böyle. Fenerbahçe’de görev yapan bir hoca varken bu ülkenin deneyimli teknik direktörü medyayı kullanıp gündem oluşturuyorsa… Akhisarspor gibi mütevazı bir kulüp Adanaspor hocasını ayartıp takımın başına getiriyorsa… Antalya’da ki tabloya şaşırmamak lazım. Futbolumuz etik dışı kaldı.

RAHAT OLMAK LAZIM

Geçen hafta yazmıştım. Türk futbolu bataklıkta. Bu bataklıktan da devlet yardımı ile çıkacağız. Geçen hafta Türkiye Futbol Federasyonu(TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın ile birlikte televizyona çıkıp kulüplerin borçlardan nasıl kurtulacağını yüzeysel olarak anlattılar. İnşallah bu tedavi yaranın kapanmasını sağlar. Benim değinmek istediğim başka bir konu var. Program sunucusu Serkan Korkmaz TFF Başkanı Yıldırım Demirören’e ‘Geçmişte kulüpleri borçlandıran yöneticiler ile ilgili bir yaptırım olacak mı?’ diye çok yerinde bir soru sordu. Tam da adamına sordu. Tabi ki Başkan Demirören geçmiş geçmişte kalmıştır tarzı bir cevap verdi. Başka ne desin ki? Bir TFF Başkanı düşünün… Başkanlığını yaptığı kulüp o dönem UEFA’ya verdiği sahte evrak yüzünden Avrupa’dan men cezası alıp maddi manevi zarara uğramış. Bu başkan şimdi ise çıkmış Türk futbolunun kurtuluş reçetesini anlatıyor. Bu ülkede gerçekten her şey olabilirisiniz ama asla rezil olamazsınız. Bu sözü bir kez daha hatırlamış oldum.