Tanrı dedi ki,
Ben sana bir çift göz verdim.
Her şeyi gör,
Haksızlığa, hırsızlığa göz yumma diye.
Ben sana bir çift kulak verdim.
Hakkı olmadığı halde
Kim ne almış?
Kim ne götürmüş? Duy diye.
Asla kulağın üzerine yatma,
Salağa hiç!
Ben sana dil verdim yoksulluğun
Ve yolsuzluğun kader olmadığı
Dilin döndükçe konuş, itiraz et diye.
Unutma!
“Haksızlıklar karşısında susan, dilsiz şeytandır!”
Ben sana dokunma duyusu verdim.
Bön olma, insanlara, hayvanlara dokun,
Salt canın sende olmadığını bil diye
Birbirinize sarılın, bir ten, bir can olun diye
Ben sana burun verdim.
Rüşvetin ahlaksızlığın kokusunu al
Şikayetçi ol, b.k içerisinde boğulma diye.
Taş gibi kalpli olma diye
Kandan, etten canlı 4 odalı kalp verdim…
İçinde her daim
İyilik.
Hoş görü
Sevgi
Saygı otursun diye
Bedenin içine ruh üfledim
Cennet yeryüzünden kam alın diye.
Ben size akıl, mantık verdim
İyiyi, kötüyü ayırt edin diye.
Her yerde,
Her şeyde beni görüp ulaşacak iken
Araya aracılar
Din tüccarları, şaklabanları koydunuz boş yere.
Size kitaplar indirdim.
Okuyun, anlayan, aydınlanan diye.
Ama
Herkes işine geldiğince anladı.
Sırtını dine dayadı!
Akıl, mantık
İyi ile kötüyü çirkin ile güzeli
Hırsız ile namusu ayırt edemez duruma gelmiş.
Bana değil.
Şeytanın icat ettiği paraya tapar olmuşsunuz.
Düzen, düzülen
Kan emen, canı çıkaran,
Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan
Bir sistem içinde, verdiğim bedeni çürütür olmuşsunuz.
İnsanlıktan çıkmış olduğunuza kendinizde
İkna olmuşsunuz ki,
Yorulmadan, durmadan, sürekli
Baştan yarat ellerimi,
Baştan yarat gözlerimi,
Baştan yarat bedenimi,
TANRIM BENİ BAŞTAN YARAT! Diyorsunuz
Yarattım da ne oldu?
ŞAHTINIZ, nefsinize, ve düzene uyup ŞAHBAZ OLDUNUZ!