İstanbul Bozlu Art Project’e konuk olan usta(mimar)fotoğraf sanatçısı Murat Germen; “Sagalassos, doğa verileri dikkate alınarak inşa edilmiş bir kent. Mimarlık ve kent planlaması el ele. Yaşamın tam göbeğinde oturan su ise kentin şekillenmesindeki başat kıstas olmuş. Bunların hepsi günümüz kent planlamasında ranttan dolayı göz ardı edilen ama aslında örnek alınması gereken konular, meramım budur.” Diyor.

Usta sanatçının engin görüşü, zengin bakış açılarıyla, sanat severlerle buluşan Bozlu Project’e galerideki farklı görüntüleri, Sagalassos Vakfı’nın antik kentin günümüze kazandırılması, tanıtılması çabalarında önemli yer almaktadır.

Sagalassos Antik Kenti’ni, ilk defa Tarihi Kentler Birliği’nin Burdur’a düzenlediği bir toplantıda görmüştüm ve ihtişamı ile tesiri altında kaldığım bir antik kentti. Meydanı, Antoninler Çeşmesi, meydanı çevreleyen heykellerle sütunlarla zenginleştirilmiş kent duvarı, beni çok etkilemişti. Tarihçesi, ekonomisi, sosyal yaşamı, zengin kültürel tarihini, son bir aydır aktüel ve sosyal medya gündeminden, İstanbul sanat galerilerinden, basından, Sanatçı Murat Germen’in paylaşımlarından izleyerek, takip ederek öğrenebilirsiniz.

Sagalassos Antik Kenti’nin, UNESCO Dünya Kültür Miras listesine girmek için geçici kabulü almasının yanında ayrıca tanıtımı için, sosyal ve aktüel medyayı gündemde tutmaya çalışan, miras listesine girmesi için büyük gayretler sarfederek farklı çalışmalar sergileyen, bir vakfı var. Sagalassos Vakfı.

Böylesine önemli bir antik kent olağanüstü çalışmalar sergileyerek UNESCO miras listesine girmeyi başarmak için uğraşırken; bizim Mesirimiz 2012 yılında Sayın Vali İbrahim Daşöz’ün gayretleriyle, Manisa’da valilik yaptığı zamanda “Mesir Şenliği UNESCO Somut Olmayan Dünya Kültürel Miras Listesine” alındı. 2012 yılından bu yana 10 yıl geçmesine rağmen ne Manisalılar ne de bu belgeyi kullananlar UNESCO listesine girmenin önemini idrak edememişler.

Bu, Manisa’mızın UNESCO ile tanışma buluşma konusunda ikinci belgesi diğeri Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı. UNESCO belgesine sahip ülkemizin ilk ve tek jeoparkıdır Kula-Salihli Jeoparkı.

Sagalassos Antik Kenti kadar hatta, dünyada ilk paranın bulunduğu, altın sikkelerin basıldığı kent olarak daha önemli sayılabilecek Sardes Antik Kenti’dir. Zonguldak’tan Mersin’e çizilen bir çizgiye kadar Anadolu’nun yarısını kapsayan, İpekyolu ticaretini elinde tutarak zamanının ticaretine yön verecek kadar çok büyük bir ekonomiye sahip olan Sardes Krallığı, antik çağdaki öneminin yanında zamanımızda da önemli bulgulara ve kalıntılara sahiptir. 1958 yılından bu yana Amerikalı bağışçıların desteği ve sponsorluğunda Amerikalı ve Türk arkeologlar tarafından yapılan kazılarda 3000 yıllık tarih, gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca Sardes Krallığı’nın, Gölmarmara, Ahmetli, Salihli sınırlarını kapsayan kral mezarlarının bulunduğu Bintepeler nekropolünün de UNESCO dünya miras listesine alınması için çalışmalar devam etmektedir. Ancak cılız ve sessiz bir çalışma olduğu kanaatindeyim. Yerel halkın; başta Salihli, Gölmarmara, Ahmetli hatta Manisa’nın bu çalışmalardan haberi dahi yok. Oysa Sardes Antik Kenti, Kula-Salihli UNESCO Global Jeopark’ının arkeolojik ve ayrıca kültürel jeositidir. Yani dolaylı olarak UNESCO’ya girdiği söylenebilir.

Burdur’un Ağlasun ilçesinin önemli bir değeri olan Sagalassos için vakıf kurarlarken. Bizim belge sahibi Mesir dernekle idare edilmeye çalışılmaktadır. Yunan İşgali altında dahi yapılan Mesir kutlaması Pandemi nedeniyle ilk iki yıl tamamda üçüncü yıl ile neredeyse üç yıldır yapılmayan Mesir Şenliği sadece macun yapıp saçmaktan ibaret olmamalıdır.

Her iki değerimizin de Mesir’in ve Sart Antik Kenti ile Bintepeler Nekropolü’nün ülke çapında tanınması, dünyaya tanıtılması için daha etkili çalışmaların güçlü organlar tarafından yapılması gerektiğine inanıyorum.