Ülkede ekonomik kriz var mı yok mu? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a göre ekonomik kriz yok, “Suni yaratılan bir ortam var” diyor. Muhalefet ise ülkede krizin derecesinin yüksek olduğunu, piyasada durumun vahim olduğunu hatta siftah yapmadan dükkan kapatan esnafın varlığından bahsediyor.

Banka faizlerinin yüksekliği her şeyi ortaya koyuyor. Piyasada nakit sıkıntısı var. Akşamları Söğütaltı Kahvesi’nde çeşitli sektörlerde iş yapan esnaf ile oturuyorum.

Kasabından tutun da aşçılara kadar her kesimden esnafla konuşuyorum. Et fiyatlarının yükselişinden, çarşı pazarda her şeyin birden bire pahalandığından yakınan dar gelirli vatandaşlarla da bir araya geliyorum.

Sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz doğru. Enflasyon canavarı hortladı. Devletimizin bütün birimleri görev başında. Fırsatçılara göz açtırtmıyorlar.

Gazeteye geliyorum, herkes semt pazarlarının bile pahalı olduğundan yakınıyorlar.

Oğlum Gökhan, Ertan Korkmaz ve Burhan Akdemir, geçen hafta domatesin kilosunun pazarda 8 lira olduğunu söylediler. Ben üçüne de kızdım: “Domates yemeyin!” diye.

Kendilerine mevsim değişikliğinden dolayı fiyatlarda artış olacağını söyleyerek, “Bakın, her şeyden şikayetçi olmayın. Benim çocukluğumda, domates, patlıcan, biber ve salatalığı sadece 2 aylık yaz mevsiminde görürdük. Ondan sonra hak getire. Bugün ülkemizde yıl boyunca bu ürünler pazarda da, manavda da, marketler de var” dedim.

Hepsi “Başkan sen tarafsın” dedi.

O sözü duyunca fazla kilolarımdan da kurtulmak için Kitapsaray’ın karşısındaki evimden yürüyerek eski garajın önünden gazetem Olay’a giderken pazar yerinden geçmek zorunda kaldım.

Hemen yolun her iki tarafına kurulan tezgahlarda satılan domates fiyatlarına baktım. Kilosu 3 liraya da domates var, 5 liraya da. Bir  yerde 6 lira satılan domatesi gördüm. Haftalardır aynı fiyata satılan börülce, bamya ve fasulyede bir değişiklik yoktu. Patlıcanın kilosu 2 liraydı.

Gazeteye geldim. “Domates 3 lira. Almak istiyorsanız pazara gidin” dedim. Oğlum Gökhan’a, Ertan’a, Burhan’a dönüp “Felaket tellallığı yapmayın. Ülkemiz bu badireyi atlatacak” dedim.

Hepsi bana güldü. Elbette bir gün gülme sırası bana da gelecek.