Süper Ligde fırtına kopan bir hafta yaşadık. Haftanın maçında Trabzon geriye düştüğü maçta Fenerbahçe’yi mağlup etti ve namağlup unvanla liderlik koltuğuna oturdu. Galatasaray da evinde zirveye tutunmak için namağlup Konya’yı 1-0 yenerek 3’te 3 yaptı ve bu yarışta ben de varım derken haftanın yaralı takımı Beşiktaş’tı. Emre Belözoğlu Başakşehir teknik direktörü olarak çıktığı ilk maçta Beşiktaş’ı 3-2 yendi. Takımına hayat verdi. Kartalı da yaraladı. Abdullah Avcı’nın yeniden yarattığı Trabzon lider Fenerbahçe, Beşiktaş, Karagümrük ve Galatasaray zirve mücadelesinde beş takım arasına girdi. Her şey bir yana Trabzon Fenerbahçe maçının son anları heyecan doluydu. Kent olarak kazanmaya kendini hazırlayan Trabzon lider Fener’i son anda yendi. Trabzon kenti sabaha kadar eğlenirken Kanarya İstanbul’a hüzünlü döndü. Ama daha ligin dokuzuncu haftasındayız. Daha neler göreceğiz neler…

FENER FIRTINAYA TUTULDU

Karadeniz fırtınası serttir. Esti mi devirir. Hele yağmuru da arkasına alınca Trabzon’da kadere boyun eğmekten başka çare olmadığı gerçeği ile karşılaşırsınız. Milli Takım için verilen aradan sonra Süper Ligde haftanın maçı Trabzon-Fenerbahçe maçıydı. Trabzon’da, daha doğrusu Karadeniz’de futbol çok önemli. Tuttukları takımlarını tribünlerde ölesiye desteklerler. İşte Trabzon da böyle bir kent. Trabzonspor ile yatıp Trabzonspor’la kalkan bir taraftarları var. Takımın başına Abdullah Avcı gelince Trabzonspor’da bir değişim yaşandı. Oynadığı oyun ile bu sezon dört büyüklerin arasında göze çarpan takım Trabzonspor’du. Başkan Ahmet Ağaoğlu bir hafta boyunca takımının Fenerbahçe’yi yeneceklerine öyle inanmıştı ki verdiği demeçler bunu gösteriyordu. Trabzon başkanı Ağaoğlu taraftardan destek isterken “12 adamla Fenerbahçe’yi yeneriz” diyordu.

Trabzon-Fenerbahçe derbisinde tansiyonun yüksek olacağı belliydi. Bu maçın büyük bölümünü gündüz Konya’yı yenince Galatasaray forması giyen torun Ertuğrul ve oğlum Gökhan ile birlikte seyrettik. Fenerbahçe milli maç arasına 3’te 3 yaparak giren takımdı ve 19 puanla liderlik koltuğuna oturmuştu. Maç başladı. Trabzon Fener kalesi önünde tehlike yaratıp değerlendiremediği pozisyonun ardından maçın gol perdesini açan golü lider Fenerbahçe atıyordu. 3. dakikada Trabzon savunmasında oluşan karambolden Rossi ayağının içiyle düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı kaleci Uğurcan’ın solundan ağlarla buluşturuyordu. Daha maçın başında Fenerbahçe Trabzon’da 1-0 öne geçiyordu. Kritik mücadeleye Fenerbahçe hızlı başlamış oldu. Fenerbahçe’nin kronik bir hastalığı var. Gol atınca kalesine doğru yaslanması. Trabzon’da bunu yapınca Trabzon sağlı sollu ataklarla gelmeye başladı. 23.dakikada Min-Jae’nin kırmızı kart görmesi Fenerbahçe’nin 10 kişi kalmasına neden olunca Trabzon rahat bir nefes alarak 24’de Bakesetas’ın ceza sahası sağ çaprazından kullandığı serbest vuruşta attığı golle oyunda dengeyi sağladı. 10 kişi ile böylesine bir maçı oynamak Fenerbahçe için çok ama çok zor oldu. Kontrataklarla gol arasa da Trabzon baskısının üst seviyeye çıktığı son anlarda VAR’ın tespit ettiği penaltı ile mağlup durumu düştü ve ardından 3. gol gelince Trabzon’da tribünlerde sevinçte büyüktü. Sanki Trabzon Fenerbahçe’yi yenince şampiyon olmuştu. Futbol böyle bir şey VAR penaltıyı görmese belki de Fenerbahçe Trabzon’dan berabere dönecek ve mutlu olacaktı. Üzülen ise Trabzon olacaktı. Gerçekten enteresan bir durum. Fenerbahçe’yi yenen sanki dünya şampiyonu olmuş gibi seviniyor. Dün gazetelerimi almaya gittiğim marketi işleten Erdoğan Bey koyu Fenerli olarak çok ama çok üzgündü. Bana “Fenerbahçe’nin kendinden başka dostu yok” diyordu. Fenerbahçe Teknik Direktörü Perreria da sahadan hak etmedikleri sonuçla ayrıldıklarını söylerken “Zirveyi geri alacağız” iddiasında bulundu. Galatasaray’ın galibiyetini, Beşiktaş’ın mağlubiyetini yarın yazacağım.