Koronavirüs salgını kapsamında alınan kararlara yılbaşını kapsayan 4 günlük yasak da eklendi.

Buna göre Türkiye yılbaşını evinde karşılayacak.

Bu iyi bir haber…

Gerçi bu memleketin çoğunluğunu, yılbaşında evine çerez alamayanlar oluşturuyor. Yılbaşı gecesi mekânları gezen, parti kovalayanlar değil.

Yine de yasak iyi oldu.

Çünkü her türden etkileşim başımıza bela bu günlerde.

Günlük vaka sayıları almış başını gitmiş. Türkiye’de her gün 200’ün üzerinde insan ölüyor.

Yani açıklanan bu.

Hastaneler dolu, yoğun bakımlar fena, sokağa çıkma yasağı gelmiş ancak ne fayda. -Sokağa çıkma yasağı derken o kadar çok muaf var ki bu yasaktan bu da biraz yasakcık gibi oldu.-

E esnafın da hali ortada. İşçisi, emekçisi hatta işvereni bile çoğu zaman darda. Duyduklarım, gördüklerim hep bu yönde.

Destek paketleri açıklandı. Hiç geliri olmayan esnafa bu ne kadar yetecek onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz zaten.

Dünyanın en yüksek günlük vaka açıklayan ülkelerinden biriyiz.

Birilerini kucağına alsın diye yeni mezarlıklar açılıyor. Dünya kaosa kapılmış durumda.

Bütün bu curcunaya rağmen normallerimizden de taviz vermiyoruz. Her gün açıklanan ölümlere çok alıştık. Belki de ondan.

Aşı, ilaçlar, tedavi, ölümler, vakalar evet. Ancak bana kalırsa en çok korkmamız gereken şeye kapıldık artık.

Koronavirüse alıştık biz. Hem de ne alışma.

İnternette görüyoruz, gazetede okuyoruz, televizyonda seyrediyoruz her gün ölümleri. Onu da geçtim.

Çevremizden de haberler geliyor.

“Şu komşunun şusu, bu akrabanın busu korona olmuş. Koronadan ölmüş…”

Bize kalsa hep haber.

İki kelimelik ah vah.

Günde 200 kişinin ölmesi artık normal.

Alıştık biz alıştık.