Hayat süresince bir parmak izi örneği gibi her birimiz ve her insan birbirinden farklıdır.

Benzer özellikler taşımamıza rağmen en özelde birbirimizden oldukça farklıyız. Bu yüzden ki farklı farklı karakteristik özelliklerden bahsedebiliyoruz. Baktığımızda bu farklılıklar çerçevesince çevremizdekiler hakkında tam olarak bilgi sahibi olamayabiliyoruz. Aynı ölçüde kendimize dair özel bilgilerin ya da gizli bilgilerin var olduğunu söyleyebiliriz. Gizli bilgiler çokça paylaşılmayan, belki kendimiz haricinde kimsenin bilmediği ya da çok az kişinin bildiği bilgilerdir. Bu tarz bilgilerin yer aldığı ve hem kendimize hem de çevremizdeki insanları tanımaya yönelik bir kavramdan bahsedelim. Bu kavram; johari penceresi.

İnsanlar gerçekten kendini ne kadar tanıyabilir ve karşımızdaki/yanımızdaki kişileri ne kadar tanıyabiliyoruz? Kendimizi ne kadar tanıyoruz ki karşıdaki kişiyi tanıyabildiğimizi söyleyebilelim!

Kendimize ve çevremize yönelik farkındalığımızı arttırıcı bir kavram olan johari penceresini inceleyelim.

Açık alan: Kendimize dair farkındalığımızın en yüksek olduğu ve kendimize ait bildiğimiz özelliklerimizin var olduğu alandır. Kendimizi en iyi ifade ettiğimiz yer burasıdır. Başkalarının bizimle ilgili düşünceleriyle bizim kendimize dair fikirlerimizin örtüştüğü alandır. Yani şeffaf bir şekilde iletişim kurduğumuz bölgeyi temsil etmektedir. Başkalarına dair de bildiklerimizin yer aldığı alandır. Tahmin edilebilir alan diyebiliriz.

*Çevredeki kimselerin senin ne iş yaptığınızı, aile bireylerinizin kim olduğunu, çocuklarınızı, eşinizin ismini v.b. bilmeleridir.

Gizli alan: Kendimize sakladığımız ve diğerleriyle paylaşmadığımız alandır. Diğerlerinin bildiği ancak kişinin farkına varmadığı bilgileri içerir. Bazen “kuşkulu” olarak adlandırılan bu tür bilgi, kişinin bir başkası hakkında edindiği izlenimler ve o kişinin davranışlarının yorumlanması ile ilgilidir.

*Kişilik özelliklerimizde veya davranışlarımızda var olduğunu bilmediğimiz ama çevremizin farkında olduğu alandır. Ya da karşımızdaki kişinin farkında olmadığı bizim farkında olduğumuz alandır.

Bilinmeyen alan: Aslında var olan ancak ne kendimizin ne de başkalarının bilmediği bu alan, bilinçaltı gibi gizemli ve karmaşık bir alandır. Bu alanda ne var ya da ne yok onu bile bilemiyoruz. Dolayısıyla, kişisel keşif maceralarına bu alanı tanımak için başlanmaktadır.

*Hem kişinin hem de çevrenin farkında olmadığı ve kendimize dair bile varlığını göremediğimiz alandır.

Kör alan: Kişinin diğerleri ile paylaşmak istemediği, bilinçli olarak gizlemek istediği bilgileri kapsamaktadır. Kaygılar, korkular, kıskançlık duygularıyla ilgili bilgiler bu alanda yer alır.

Bu bilgileri veya johari penceresini bilmemizin hem kişinin kendi yaşamına hem iş yaşamına hem de sosyal yaşamına katkısı büyüktür.

Kendimizin farkında olmak yani tüm yönlerimizle bilinen, bilinmeyen, fark edilmeyen alanlarımıza ne hakim olabilirsek o derecede sağlıklı ve istendik bir yaşamı sağlamada kolaylık sağlarız. Açık alanımızın daha fazla yoğunlukta olduğu farkındalık seviyemiz insanlarla olan ilişkilerimizi daha sağlıklı şekilde etkileyecektir.

Bol farkındalıklı ve keyifli okumalar.