Aşk acısı, ayrılık sancısı, ayrılmak… Kişiye çok zor gelen, atlatılması ya da yaşanılması en zor gelen dönemlerdir belki de. Hemen hemen herkesçe yaşanılan ve tecrübe edilen bir zaman dönemi. Geçmişte yaşanıldığını hatırladığımızda ‘’ne günlerdi, aslında şu an komik geliyor, ben gerçekten bu süreci nasıl geçirmişim?’’ gibi tepkilerde bulunmamızı sağlayan ama her anlamda insanı geliştiren ve çok şey kazandıran da bir zaman dilimi olmuştur. Peki o döneme baktığımızda gerçekten neler yaşıyoruz ve nasıl davranabiliriz/davranabilirdik? Farklı açılardan konuya bir giriş yapalım:

- Cemal Süreya’nın bir sözüyle başlayalım: ‘’Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur’’. Baktığımızda gerçekten çok yoğun duyguları barındıran bir dönem olduğunu biliyoruz. Bazen hem olumlu hem de olumsuz duyguları besleyen ilişki türleri de mevcuttur. Sevgi, bağlılık, sadakat, değer verme gibi kişiye olumlu etkilere sahip özelliklerin olduğu ilişkiler varken öfke, sinir, kıskançlık, aldatma, saygı duymama gibi kişiye olumsuz etkiye sahip özellikleri de görebilmekteyiz. Hissedilen yoğun duygular her anlamda bu sürecin veya bu dönemin hayatında çok kalıcı ve hissedilir etkiler bırakmasını sağlamaktadır. Hayatta çok şey yaşanır ama en çok hatırımızda kalan anıların başında aşk hikayeleri ve ayrılık hikayeleri yer almaktadır. Çok özel ve farklı gelen hatta hayatta en çok yoğunluğa sahip bu süreci bitirdiğimizde yani ayrıldığımızda neler olur peki?

-Tam olarak konuya geçmeden önce bu konu hakkında yapılan bilimsel bir araştırma ve çalışmadan bahsetmek istiyorum. Stanford Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Lauren Howe’nin  aşk acısı ve psikolojik sıkıntılar üzerine yaptığı bir çalışmada, ayrılıktan sonra kişilerin ilk olarak verdiği tepkinin, ayrılığı anlamlandırmaya ve nedenlerini anlamaya çalışmak olduğuna dair sonuçlara ulaşmıştır. Bu doğrultuda:

“Neden böyle oldu?”

“Bu benim hatam mıydı?”

“Bu benim için ne ifade ediyor?”

“Yeniden sevebilir miyim?”

gibi sorularla aslında süreci sorgulamaya başlamaktadır. Araştırma grubuna göre bu tarz sorgulamalar çok sağlıklı sonuçlara ulaştırmamaktadır.

Ayrılıklarda hem ilişkinin niteliği hem de ayrılma türlerine göre farklılık gösterse de araştırma grubunun elde ettiği ve genel bir bakış açısıyla kişiler ilk önce kendine yönelik eleştirel bir yaklaşımla sorgulama yapmaktadır. ‘’Keşke şöyle davransaydım, ben sebep oldum, hatalı davranışlarda bulundum, keşke böyle konuşmasaydım, v.b.’’ konuşmalar sergilenmektedir. Çok sağlıklı olmayan bu sorgulamalarda hatalı ve suçlu olarak kendilerini baz almaktadır. Ayrıca ayrılık sürecinin sonunda var olan olumsuz düşünce örüntüleriyle hareket eden kişiler bu süreci çok sağlıklı olmayacak şekilde deneyimlemiş oluyorlar.

Peki, bu süreci olabilecek en sağlıklı şekilde nasıl geçirebiliriz?

-En önemlisi ve ilk önce düşünülmesi gereken düşünce şu ki; ortaya çıkan sonuç bir şekilde her iki kişi tarafın da büyük ya da küçük etkileriyle oluşmuştur. Suçlu aramak çok da doğru değildir eğer bariz bir hata ve eksiklik olmadığı sürece. Ayrıca sağlıklı seviyeyi aşmayacak boyutta bir sorgulama en istendiktir.

-Sebeplerini sorgulamak, nedenlerini düşünmek doğaldır ancak bu noktada da sağlıklı bir sorgulama yapmak gereklidir.

-Yaşanılan süreç sonrası hissedilen duygular gerçektir. Yani öfke ise öfke, üzüntü ise üzüntü… Duygular yaşanılan sürecin sonucunda oluşan ve doğal hislerdir. Ancak tam da bu noktada tutulan yas olağandır ama yine sağlıklı bir çerçeveyi geçmemek önemlidir.

-Her nesne ve olay gibi başlama, ilerleme, bitme ya da başka ifadeyle doğma, gelişme ve ölme durumunu kabullenmek daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır.

-Yoğun duygularla başlanılan ilişkilerin, deneyimler ve yaşantılar sonucunda en genelinde bir süreç sonunda kişilerin uyumlu olmadığı, hedeflerin farklı olabileceği gibi durumları da düşünerek yaşamak süreci sağlıklı geçirmekte önemli bir bakış açısıdır.

-Her deneyimde olması gerektiği üzere bu süreç hangi kazanımları sağladı ve hangi dersleri aldığımızı kontrol etmek bu sürecin daha sağlıklı geçirilmesini sağlayacaktır.

-En önemlisi kendinizi affedin ve gerekli olan şefkati göstermeyi ihmal etmeyelim.