Sevgi sanıyoruz, sahipleniyoruz. Seviyoruz diyoruz, zarar veriyoruz. Oysa gerçek sevgi; alan tanır, şefkatle bakar ve özgür bırakır. Kendimizi, başkalarını ve hayatı sağlıklı sevebilmek için yeniden öğreniyoruz.

Sevgi, büyük travmaların, büyük mutlulukların, fiziksel ve duygusal tepkilerin şekillendirdiği kocaman bir duygudur. Ama aynı zamanda kelime olarak da bir kafa karışıklığıdır.

Çünkü gerçekten sevdiğimizi söylediğimizde çoğu zaman onu kontrol etmeye, sahiplenmeye çalışırız. Sevdiğimiz hayvanın, insanın özgürlüğünü kısıtlarız. Sevdiğimiz çiçeği dalından koparıp kendimize ait olmasını isteriz. Ve buna da "sevgi" deriz.

Hayvanları çok severiz ama insanlardan uzak dururuz — ya da tam tersi. Yine de her ikisini de sevdiğimizi sanırız.

Kendimizi sevdiğimizi söyleriz ama bize zarar veren yiyecekleri yer, toksik ilişkilerde ısrar ederiz.

Peki, nedir sağlıklı sevmek?

Önce "sahip olmakla sevmek arasındaki farkı" anlamak gerekir.

Sağlıklı sevgi, özgürlüğü içerir. Kontrol etmez. Zorla tutmaz. Sevgi, “senin benim olman gerek” demez. “Olduğun gibi olmanı seviyorum” der.

Kendimizi sevmek de dışarıdan görünen birkaç davranıştan ibaret değildir.

Gerçekten kendimizi seviyorsak, bedenimize iyi bakarız. Bizi tüketen değil, besleyen ilişkilerde kalırız. Sınır çizmeyi biliriz.

Ve kendimize şu soruyu dürüstçe sorarız: "Şu an yaptığım şey, bana şefkatli mi, yoksa zarar verici mi?"

Hayvanları ve insanları sevmek de ancak onları oldukları gibi kabul ettiğimizde anlam kazanır. Sadece bize sevecen olanı değil, kendi doğasında var olanı da sevebilmek; korkmadan, ötekileştirmeden yaklaşabilmek...

Geçen gün oğlum parktaki bir kediyi sevmek istedi. Koşarak yanına gitti ama kedi kaçtı. “Anne, neden kaçtı? Ben sadece sevecektim” dedi üzülerek.

Birlikte biraz oturduk. Sonra şöyle dedim: “Bazen çok sevmek isteriz ama karşımızdaki hazır değildir. Sevmek bazen sadece uzaktan izlemek, onun alanına saygı göstermektir.”

İşte bu da bana sevginin inceliğini yeniden hatırlattı.

Sevgi, içimizden taşsa da, her zaman dokunmak, almak, sahiplenmek anlamına gelmiyor. Bazen sadece durmak, anlamak, hissetmek… Belki de sağlıklı sevmenin en büyük göstergesi bu: saygı.

Sağlıklı sevmek öğrenilen bir şey. Kırılarak, kırmadan, gözlemleyerek, fark ederek büyüyen bir yolculuk…

Belki de hep birlikte bu yolculuğu daha çok konuşmalı, birbirimize aynalık etmeliyiz.

Peki sen, sağlıklı sevmeyi ne zaman öğrenmeye başladın?